Kafkas coğrafyası hâlen yeryüzünün en hareketli bölgelerinden birisidir. Bu hâl pek çok devleti yörede ekonomik, siyasî ve askerî denklemlerde etkin olacağı bir zemin elde edebilme gayreti içerisine itmiştir.
Bunlardan birisi de Almanya ve ABD'nin desteklediği Yunanistan'dır. Nitekim bu devlet son yıllarda mesnetsiz, asılsız iddialar ve gerçekleştirdiği birtakım faaliyetler ile tarihe objektif bir gözle bakabilenler nezdinde gülünç bir vaziyete düşmesine rağmen Doğu Karadeniz bölgesinde bir “Pontus Devleti” kurmak gibi olmayacak hayaller peşinde koşmaya başlamıştır.
Kan davası gütmek, intikam almak gibi hareketler Türk Milleti'nin inancına, tarihî şeref ve asaletine yakışmaz. Ancak XX. yüzyılın ilk çeyreğinde Batı Anadolu bir tarafa Doğu Karadeniz Bölgesi'nde Rumların sebep olduğu facia daha unutulmamışken bugün Yunanistan'ın “yavuz hırsız ev sahibini bastırır” misali bir tavır sergilemeye kalkışması görmezlikten gelinecek, savsaklanacak bir husus değildir. Aksine dünya barışı için son derece tehlikeli bir girişimdir ve bu bağlamda ana hatlarıyla da olsa gerçekleri gözler önüne sermek millî, insanî olduğu kadar aynı zamanda ilmî bir vazife ve mükellefiyettir. Bu düşünceden hareketle, Yunan iddialarının mesnetsizliğini ortaya koymak ve günümüzde “Pontusçuluk” gibi gizli ya da açıkça yürütülen ayrımcı, yıkıcı faaliyetler karşısında Türk Milleti'ni daha dikkatli olmaya sevk etmek üzere elinizdeki kitapçık hazırlanmış bulunmaktadır.
Kafkas coğrafyası hâlen yeryüzünün en hareketli bölgelerinden birisidir. Bu hâl pek çok devleti yörede ekonomik, siyasî ve askerî denklemlerde etkin olacağı bir zemin elde edebilme gayreti içerisine itmiştir.
Bunlardan birisi de Almanya ve ABD'nin desteklediği Yunanistan'dır. Nitekim bu devlet son yıllarda mesnetsiz, asılsız iddialar ve gerçekleştirdiği birtakım faaliyetler ile tarihe objektif bir gözle bakabilenler nezdinde gülünç bir vaziyete düşmesine rağmen Doğu Karadeniz bölgesinde bir “Pontus Devleti” kurmak gibi olmayacak hayaller peşinde koşmaya başlamıştır.
Kan davası gütmek, intikam almak gibi hareketler Türk Milleti'nin inancına, tarihî şeref ve asaletine yakışmaz. Ancak XX. yüzyılın ilk çeyreğinde Batı Anadolu bir tarafa Doğu Karadeniz Bölgesi'nde Rumların sebep olduğu facia daha unutulmamışken bugün Yunanistan'ın “yavuz hırsız ev sahibini bastırır” misali bir tavır sergilemeye kalkışması görmezlikten gelinecek, savsaklanacak bir husus değildir. Aksine dünya barışı için son derece tehlikeli bir girişimdir ve bu bağlamda ana hatlarıyla da olsa gerçekleri gözler önüne sermek millî, insanî olduğu kadar aynı zamanda ilmî bir vazife ve mükellefiyettir. Bu düşünceden hareketle, Yunan iddialarının mesnetsizliğini ortaya koymak ve günümüzde “Pontusçuluk” gibi gizli ya da açıkça yürütülen ayrımcı, yıkıcı faaliyetler karşısında Türk Milleti'ni daha dikkatli olmaya sevk etmek üzere elinizdeki kitapçık hazırlanmış bulunmaktadır.