Kuruluşlar, paydaşlarına bilgi vermek amacıyla raporlama yaparlar. Zaman içinde ekonomi ve iş dünyasındaki gelişmelerle birlikte, finansal raporların paydaşların bilgi ihtiyacını karşılamada yetersiz kalması üzerine kurumsal raporlama anlayışında dönüşüm yaşanmış; finansal ve finansal olmayan bilgilerin bütüncül bir şekilde raporlanması gündeme gelmiştir. Böylelikle kurumsal raporlama, temelinde entegre düşünce olan entegre raporlamaya doğru bir dönüşüm geçirmiştir. Bu bağlamda yeni raporlama modellerine yönelik güvence sağlamanın önemi ortaya çıkmıştır. Bu çalışmada öncelikle raporlama anlayışında yaşanan değişim ele alınmakta, ardından da yeni raporlama modellerinin hâlihazırda ulaştığı en son tür olan entegre raporlamaya yönelik bağımsız güvence üzerinde durulmaktadır. Araştırma bölümündeyse Türkiye'deki güvence olgusu; entegre rapor hazırlayanlar, danışmanlık hizmeti sunanlar ve güvence verenler olmak üzere sürecin üç aktörünün bakış açısıyla irdelenmektedir. Sürecin üç aktör grubunun yaklaşımını nitel araştırmanın fenomenoloji deseniyle ele alması, çalışmayı orijinal kılmaktadır. Çalışma, entegre raporlamaya yönelik güvenceye ilişkin standartların düzenleyici otoriteler tarafından belirlenmesi gerektiği, bağımsız güvence verecek ekibin farklı mesleki donanımlardaki üyelerden oluşmasının uygun olacağı, müzakere sürecinin yeniden ele alınarak güvenceye tabi kriterlerin “güvence veren” tarafından belirlenmesinin sağlanması gerektiği, makul güvenceye geçilebilmesi için kuruluşların bilgi üretim ve iletişim kalitesinin geliştirilmesinin önemli bir gereklilik olduğu, bağımsız güvence sağlayanların ve danışmanların kuruluşların iç denetçileriyle etkili bir iletişim kurmalarının önemli olduğu sonuçlarını ortaya koymuştur.
Kuruluşlar, paydaşlarına bilgi vermek amacıyla raporlama yaparlar. Zaman içinde ekonomi ve iş dünyasındaki gelişmelerle birlikte, finansal raporların paydaşların bilgi ihtiyacını karşılamada yetersiz kalması üzerine kurumsal raporlama anlayışında dönüşüm yaşanmış; finansal ve finansal olmayan bilgilerin bütüncül bir şekilde raporlanması gündeme gelmiştir. Böylelikle kurumsal raporlama, temelinde entegre düşünce olan entegre raporlamaya doğru bir dönüşüm geçirmiştir. Bu bağlamda yeni raporlama modellerine yönelik güvence sağlamanın önemi ortaya çıkmıştır. Bu çalışmada öncelikle raporlama anlayışında yaşanan değişim ele alınmakta, ardından da yeni raporlama modellerinin hâlihazırda ulaştığı en son tür olan entegre raporlamaya yönelik bağımsız güvence üzerinde durulmaktadır. Araştırma bölümündeyse Türkiye'deki güvence olgusu; entegre rapor hazırlayanlar, danışmanlık hizmeti sunanlar ve güvence verenler olmak üzere sürecin üç aktörünün bakış açısıyla irdelenmektedir. Sürecin üç aktör grubunun yaklaşımını nitel araştırmanın fenomenoloji deseniyle ele alması, çalışmayı orijinal kılmaktadır. Çalışma, entegre raporlamaya yönelik güvenceye ilişkin standartların düzenleyici otoriteler tarafından belirlenmesi gerektiği, bağımsız güvence verecek ekibin farklı mesleki donanımlardaki üyelerden oluşmasının uygun olacağı, müzakere sürecinin yeniden ele alınarak güvenceye tabi kriterlerin “güvence veren” tarafından belirlenmesinin sağlanması gerektiği, makul güvenceye geçilebilmesi için kuruluşların bilgi üretim ve iletişim kalitesinin geliştirilmesinin önemli bir gereklilik olduğu, bağımsız güvence sağlayanların ve danışmanların kuruluşların iç denetçileriyle etkili bir iletişim kurmalarının önemli olduğu sonuçlarını ortaya koymuştur.