"Sekiz katlı, yan yana iki bina... İçinde bir çok oda.
Biz o odalara kovuk derdik. Ben buraya geleli yedi sene oluyor. Arif Bey üçüncü oda arkadaşım. Uzun boylu yakışıklı birisi. Bir zamanlar yapılı olduğunu belli eden bir vücudu var. Neşeli sayılırdı. Bir çocuğu varmış. Hiç gelmedi. Sadece ara sıra harçlık gönderirdi. Hayatının acılarla geçtiğini susuşlarından anlardım. Benimle hastalıklardan, yalnızlıktan, vefasızlıktan değil hayatın güzelliklerinden konuşurdu. Sanırım bu yüzden onu seviyorum."
"Sekiz katlı, yan yana iki bina... İçinde bir çok oda.
Biz o odalara kovuk derdik. Ben buraya geleli yedi sene oluyor. Arif Bey üçüncü oda arkadaşım. Uzun boylu yakışıklı birisi. Bir zamanlar yapılı olduğunu belli eden bir vücudu var. Neşeli sayılırdı. Bir çocuğu varmış. Hiç gelmedi. Sadece ara sıra harçlık gönderirdi. Hayatının acılarla geçtiğini susuşlarından anlardım. Benimle hastalıklardan, yalnızlıktan, vefasızlıktan değil hayatın güzelliklerinden konuşurdu. Sanırım bu yüzden onu seviyorum."