Ägir, 1942 yılında Naziler tarafından inşa edildi.
Savaştan sonra İngilizler ona Herkül adını verdi.
1950’lerde Denizcilik Bankası tarafından satın alınarak Hora adıyla kurtarma römorkörü oldu.
1974’te Yunanistan’la yaşanan kıta sahanlığı sorunu nedeniyle emekliye ayrılmak üzereyken petrol arama gemisine dönüştürüldü. Hora’ya, Sismik-1 adı konuldu.
Güzel Seferlerin Süvarisi, öykü kitaplarıyla tanıdığımız M. Özgür Mutlu’nun ilk romanı. 1999 Marmara Depremi’nin ardından bölgedeki fayları araştırmak için kullanılan, şimdilerde İstanbul Teknik Üniversitesi’nin eğitim gemisi olan Sismik-1’in hikâyesini anlatıyor Mutlu. Kaptan Namlı’nın ve biri kadın ikisi erkek olmak üzere üç araştırmacının gemide ve mahsur kaldıkları yarımadada yaşadıklarından Knidoslu Afrodit’e uzanan bir tarihe tanıklık etmeye çağırıyor okuru.
“Ama ben buradayım, ayrılmayacağım. Şimdi böyle paspal, bakımsız, acınası hâlde dursa da Hora, denize indirilirken ne ihtişamlıydı, tanrıların şerefine şarap dökülmedi mi karalara ve denizlere, sponde, sponde. Kocayınca köpeklerin maskarası olacak bir kurt değil o. Yalnız bırakmayacağım ne pahasına olursa olsun. Bir kaptanın yeri köprü üstüdür. Çıkıp orada oturacağım gerekirse yıllarca, bir ömür boyu.”
Ägir, 1942 yılında Naziler tarafından inşa edildi.
Savaştan sonra İngilizler ona Herkül adını verdi.
1950’lerde Denizcilik Bankası tarafından satın alınarak Hora adıyla kurtarma römorkörü oldu.
1974’te Yunanistan’la yaşanan kıta sahanlığı sorunu nedeniyle emekliye ayrılmak üzereyken petrol arama gemisine dönüştürüldü. Hora’ya, Sismik-1 adı konuldu.
Güzel Seferlerin Süvarisi, öykü kitaplarıyla tanıdığımız M. Özgür Mutlu’nun ilk romanı. 1999 Marmara Depremi’nin ardından bölgedeki fayları araştırmak için kullanılan, şimdilerde İstanbul Teknik Üniversitesi’nin eğitim gemisi olan Sismik-1’in hikâyesini anlatıyor Mutlu. Kaptan Namlı’nın ve biri kadın ikisi erkek olmak üzere üç araştırmacının gemide ve mahsur kaldıkları yarımadada yaşadıklarından Knidoslu Afrodit’e uzanan bir tarihe tanıklık etmeye çağırıyor okuru.
“Ama ben buradayım, ayrılmayacağım. Şimdi böyle paspal, bakımsız, acınası hâlde dursa da Hora, denize indirilirken ne ihtişamlıydı, tanrıların şerefine şarap dökülmedi mi karalara ve denizlere, sponde, sponde. Kocayınca köpeklerin maskarası olacak bir kurt değil o. Yalnız bırakmayacağım ne pahasına olursa olsun. Bir kaptanın yeri köprü üstüdür. Çıkıp orada oturacağım gerekirse yıllarca, bir ömür boyu.”