Hacı Ağa

Stok Kodu:
9786254182846
Boyut:
12.5x21
Sayfa Sayısı:
120
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024-04
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%22 indirimli
85,00TL
66,30TL
Taksitli fiyat: 9 x 8,10TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9786254182846
1331762
Hacı Ağa
Hacı Ağa
66.30

İranlı yazar Sâdık Hidâyet’in hem nalına hem mıhına vurduğu bir novella Hacı Ağa. Kahramanımız Hacı Ağa, bu topraklarda da binlerce benzerini görebileceğimiz “her devrin” adamlarından.Kimilerine isim sembolizasyonlarıyla özel adlar verdiği yan karakterler ise her devrin “kullanışlı” bireyleri. 1940’ların İran’ında çizdiği panorama sadece o dönemin İran’ının değil, son bir asırdan fazladır bütün bölgenin hikâyesini anlatıyor adeta. Sermayenin ve sermayenin maşalarının dini çıkarlarına nasıl alet ettiklerini, kendi çıkarları uğruna her yolu mubah sayanları, hepimizin çok iyi tanıdığı yüzsüz, zübük politikacıları ve onların yardakçılarını hikâye ediyor. Kalemin kılıçtan keskin olduğunu bir kere daha gösteriyor. 
“Çünkü Hacı, hayatın sahtekârlık, yalan, dalavere, şarlatanlık ve üçkâğıtçılıktan ibaret olduğuna inanıyordu. İçinde yaşadığı toplum bu temeller üzerine kurulmuştu, dolayısıyla böyle bir toplumda herkes birbirini daha iyi kazıklayabilir, ağız değiştirebilir ve yakasını sıyırabilirdi. Kendi varlığını başkalarınınki gibi günahkâr görüyor ve aklanmak için hiçbir entrikadan, dalkavukluk ve hokkabazlıktan geri durmuyordu. Dilin her tarafa dönebilen bir et parçası olduğunu düşünüyordu ve bu yüzden rüşvet, ihanet, casusluk, yağcılık, kandırma gibi işler onun karakterinin bir parçası olmuştu. Devir böyleydi! O da kendi devrinin seçkinlerinden biriydi…”

İranlı yazar Sâdık Hidâyet’in hem nalına hem mıhına vurduğu bir novella Hacı Ağa. Kahramanımız Hacı Ağa, bu topraklarda da binlerce benzerini görebileceğimiz “her devrin” adamlarından.Kimilerine isim sembolizasyonlarıyla özel adlar verdiği yan karakterler ise her devrin “kullanışlı” bireyleri. 1940’ların İran’ında çizdiği panorama sadece o dönemin İran’ının değil, son bir asırdan fazladır bütün bölgenin hikâyesini anlatıyor adeta. Sermayenin ve sermayenin maşalarının dini çıkarlarına nasıl alet ettiklerini, kendi çıkarları uğruna her yolu mubah sayanları, hepimizin çok iyi tanıdığı yüzsüz, zübük politikacıları ve onların yardakçılarını hikâye ediyor. Kalemin kılıçtan keskin olduğunu bir kere daha gösteriyor. 
“Çünkü Hacı, hayatın sahtekârlık, yalan, dalavere, şarlatanlık ve üçkâğıtçılıktan ibaret olduğuna inanıyordu. İçinde yaşadığı toplum bu temeller üzerine kurulmuştu, dolayısıyla böyle bir toplumda herkes birbirini daha iyi kazıklayabilir, ağız değiştirebilir ve yakasını sıyırabilirdi. Kendi varlığını başkalarınınki gibi günahkâr görüyor ve aklanmak için hiçbir entrikadan, dalkavukluk ve hokkabazlıktan geri durmuyordu. Dilin her tarafa dönebilen bir et parçası olduğunu düşünüyordu ve bu yüzden rüşvet, ihanet, casusluk, yağcılık, kandırma gibi işler onun karakterinin bir parçası olmuştu. Devir böyleydi! O da kendi devrinin seçkinlerinden biriydi…”

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat