Nizam-ı Âlem işi bizim işimizdi. Frenkler işimizi elimizden aldılar ve yüzlerine gözlerine bulaştırdılar. Farklı din ve kültürlere zerre kadar tahammülleri olmadığı halde dünyayı idare etmeleri olacak şey değildi zaten. 18'inci yüzyıl sonları itibarı ile vaz'ettikleri evrensel değerlere bağlı kalsalardı, birçok yanlışlarına ve eksiklerine rağmen belki küresel bir barış düzeni kurabilirlerdi. Ama olmadı. Kâğıt üzerinde kurdukları değerler sistemini hayata geçiremediler. Hayata geçirmeleri mümkün değildi, çünkü evrensel olmalarına el vermeyen köklerinden kopmadılar. 'Öteki' ile yan yana yaşamayı öğrenmeye azmetmediler. Haçlı zihniyetine saplanıp kaldılar. Dinleri ve kültürleri kendilerinden farklı olan milletlere barbar muamelesi yapmaktan ve onları değiştirmeye yahut yok etmeye çalışmaktan hiç vazgeçmediler. Soykırımcı tabiatlarını ısrarla korudular. Batı, dünyaya nizam verme hakkını kullandı ve kaybetti.
Emanet-yeryüzünün halifeliği- ehlini bekliyor.
Nizam-ı Âlem işi bizim işimizdi. Frenkler işimizi elimizden aldılar ve yüzlerine gözlerine bulaştırdılar. Farklı din ve kültürlere zerre kadar tahammülleri olmadığı halde dünyayı idare etmeleri olacak şey değildi zaten. 18'inci yüzyıl sonları itibarı ile vaz'ettikleri evrensel değerlere bağlı kalsalardı, birçok yanlışlarına ve eksiklerine rağmen belki küresel bir barış düzeni kurabilirlerdi. Ama olmadı. Kâğıt üzerinde kurdukları değerler sistemini hayata geçiremediler. Hayata geçirmeleri mümkün değildi, çünkü evrensel olmalarına el vermeyen köklerinden kopmadılar. 'Öteki' ile yan yana yaşamayı öğrenmeye azmetmediler. Haçlı zihniyetine saplanıp kaldılar. Dinleri ve kültürleri kendilerinden farklı olan milletlere barbar muamelesi yapmaktan ve onları değiştirmeye yahut yok etmeye çalışmaktan hiç vazgeçmediler. Soykırımcı tabiatlarını ısrarla korudular. Batı, dünyaya nizam verme hakkını kullandı ve kaybetti.
Emanet-yeryüzünün halifeliği- ehlini bekliyor.