Hz. Peygamber’in söz ve fiilleri bir taraftan hadis formunda rivayet edilirken diğer taraftan amele konu olup uygulanmış ve tevârüs edilegelen bir gelenek oluşmuştur. Gerek sahabe gerekse sonraki dönemlerde hadisler, amele/uygulamaya dönüşürken çeşitli anlayışlar devreye girdiği gibi tevârüs edilen uygulamalar da hadislerin tespit ve değerlendirmesinde etkili olmuştur. Anlaşıldığı kadarıyla karşılıklı bir etkileşim söz konusudur. Ancak bu etkileşimin boyutları farklı bir ifadeyle hadis-amel ilişkisinin mahiyeti önemli bir soru(n) olarak karşımıza çıkar.
Elinizdeki çalışmada yazar, hadis-amel ilişkisinin üç boyutunu dönemleri göz önünde bulundurarak ele alır. “Rivayetler Karşısında Râvinin Ameli” ile sahabe ameli-hadis ilişkisini, “Rivayetler Karşısında Medine ve Kûfe Ehlinin Ameli” ile hicri ikinci asır bölge ameli-hadis ilişkisini, “Rivayetler Karşısında Âlimlerin Ameli” ile hicri üçüncü asır sonrasında icmâ, meşhur sünnet, amelî mütevâtir, âlimlerin ameli-hadis ilişkisini farklı sorular çerçevesinde analiz eder. Böylece dönemsel değişimleri dikkate alarak farklı boyutlardaki amel türlerinin hadislerin anlaşılmasındaki rolünü ortaya koymaya çalışır.
Hz. Peygamber’in söz ve fiilleri bir taraftan hadis formunda rivayet edilirken diğer taraftan amele konu olup uygulanmış ve tevârüs edilegelen bir gelenek oluşmuştur. Gerek sahabe gerekse sonraki dönemlerde hadisler, amele/uygulamaya dönüşürken çeşitli anlayışlar devreye girdiği gibi tevârüs edilen uygulamalar da hadislerin tespit ve değerlendirmesinde etkili olmuştur. Anlaşıldığı kadarıyla karşılıklı bir etkileşim söz konusudur. Ancak bu etkileşimin boyutları farklı bir ifadeyle hadis-amel ilişkisinin mahiyeti önemli bir soru(n) olarak karşımıza çıkar.
Elinizdeki çalışmada yazar, hadis-amel ilişkisinin üç boyutunu dönemleri göz önünde bulundurarak ele alır. “Rivayetler Karşısında Râvinin Ameli” ile sahabe ameli-hadis ilişkisini, “Rivayetler Karşısında Medine ve Kûfe Ehlinin Ameli” ile hicri ikinci asır bölge ameli-hadis ilişkisini, “Rivayetler Karşısında Âlimlerin Ameli” ile hicri üçüncü asır sonrasında icmâ, meşhur sünnet, amelî mütevâtir, âlimlerin ameli-hadis ilişkisini farklı sorular çerçevesinde analiz eder. Böylece dönemsel değişimleri dikkate alarak farklı boyutlardaki amel türlerinin hadislerin anlaşılmasındaki rolünü ortaya koymaya çalışır.