İMAN, TAHARET (TEMIZLIK), NAMAZ, CENAZE, DUA, ZIKIR, ORUÇ, ZEKÂT, HAC, KURBAN, EDEB, ZÜHD, İMARET, TICARET, NIKÂH, AHKÂM, YIYECEKLER, İÇECEKLER, GİYİM, KUR’AN’IN FAZILETI, KOMŞU HAKKI, KIYAMET. CENNET, CEHENNEM, KADER FEDAIL (FAZILETLER), GÜZEL AHLAK, vb. gibi Müslümanın her anını, yaşamımızı, ilgilendiren pek çok konuda İhsan Konuralp’in derlediği 2500 hadis-i şerif içinden, İkrami Berker’in editörlüğünde 736 hadis-i şerif düzenlenerek okuyanların istifadesine sunulmuştur.
Rivayetlerin sahih ile sakîmini onları nakledenlerin itimad edilenleriyle töhmet altında olanlarını, bir birinden ayırmayı bilmeyenlerin hadis irdelemesi yersiz olur. Böyle durumlarda ancak işi ehline
bırakmak gerekir.
“Allah size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor.” (Nisâ, 58). Bu ayetten yola çıkarak iki önemli şeye dikkat etmek gerekir.
1- Rivayetlerin ravilerinin mutemed olup olmadıklarını elhine havale etmek
2- Töhmet altında olan aşırı bid’atçıların rivayetlerinden sakınmaktır.
İmam Müslim Sahihinin mukaddimesinde şöyle der:
Ravilerin mutemed olanını alıp bid’atçıları terketmenin delili: Allah
Zül Celâl’in şu kavl-i kerimidir:
Ravilerin mutemed olanını alıp bid’atçıları terketmenin delili: Allah
Zül Celâl’in şu kavl-i kerimidir:
Allahu Teâlâ Hazretleri:
“Razı olduğunuz şahidleri (getirin).” (Bakare, 282.) ve “Sizden iki adaletli kimseyi şahid getirin.” (Talâk, 2) buyurmuştur. Zikrettiğimiz bu âyetler, fâsıkın haberine itibar edilmediğine; âdil olmayanın da şâhidliğinin reddedileceğine delâlet etmektedirler. Haberin manası bâzı rivayetlerde şehâdetin manasından ayrılırsa
da birçok kere manalarında her ikisi birleşirler. Çünkü fâsıkın haberi ulemâya göre makbul değildi. Nitekim şehâdeti dahî islam ahkâmında kabul edilmez. Fâsıkın haberi kabul edilmeyeceğine Kur’an delâlet ettiği
gibi, münker haber rivayetinin kabul edilmeyeceğine de sünnet delâlet etmiştir. O da, Resulüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’den meşhur olarak nakledilen şu eserdir:
Semure bin Cündeb (Radıyallahu anh)’den ve Muğîre bin Şu’be (Radıyallahu anh)’den olmak üzere, iki ayrı kanaldan rivayet edilmiştir ki; Resulüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuşlardır:
“Her kim yalan olduğu zannedilen bir sözü benden (olmak üzere) rivayet ederse kendisi de yalancılardan biridir.” Bu rivayetlerin ikisi de sahihtir. Bu bâbta mesele arzetiğimiz şekilde olunca; böyleler için sahih hadisin azının hakkından gelmek zayıf hadisin çoğuna tamah etmekten evlâdır.
Teyakkuz ve ma’rifet ehli olan havassın taşıdığı manalarının zıddını taşıyan avâm-ı nâsa gelince: bunların, azı bilmekten âciz iken çoğu aramalarında bir mana yoktur.
İmam Malik şöyle dermiş:
“Bu ilim dindir; binaenaleyh dininizi kimden aldığınıza dikkat edin! Vallahi ben şu direklerin yanında, Resulüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, diyen yetmiş kişiye yetiştim. Fakat onlardan
hiçbir şey almadım. Hâlbuki bu zevatın her biri kendisine beytülmal güvenilecek kadar emin insanlardı. Onlardan hadîs almayışınım sebebi, hadis ilmine ehil olmamalarıdır.”
Hz. Mâlik’e göre dört sınıf insandan ilim alınmaz. Bunlar:
1- Sefihler,
2- Heva ve hevesine tâbi’ olup başkalarını da buna davet edenler.
3- Hadîs uydurduğu bilinmese bile halk arasında yalan söyleyenler.
4- Rivayet ettiği hadîsi bilmeyen şeyhlerdir. Böyleler! sulehâdan bile olsalar onlardan yine hadis alınmaz.”
Şu’be’ye;
“Kimin hadîsi terk edilir?” diye sormuşlar.
“Bir kimse mâruf râvîlerden meşhurların bilmediği şeyleri çok rivayette
bulunursa hadîsi terk edilir; hadîs sebebiyle itham olunursa hadîsi terkedilir; çok yanılırsa hadîsi terk edilir; bilittifak hatâ olan bir hadîsi rivayette bulunursa hadîsi terk edilir. Bunlardan başka ise o kimseden rivayet et!” cevabını vermiş.
Bu bilgilerden yola çıkarak, dayım İhsan KONURALP’in derlediği 2500 hadisi büyük bir titizlikle elden geçirdim. İsnadı zayıf olmasına rağnem manası sahih bazı hadisler dışında mümkün mertebe hadislerin
zayıf ve mevzu olanlarını terk ettim. Böylece 2500 hadisin sadece 736 tanesini bu kitaba aldım diğerlerini terkettim. Böylece elinizdeki bu kitap husûle gelmiş oldu. Rabbim muvaffak eylesin. Tesirini üzerimizde
ve üzerinizde halk eylesin.
Gayret Bizden Tevfik Allah’tan.
İkrami BERKER
İMAN, TAHARET (TEMIZLIK), NAMAZ, CENAZE, DUA, ZIKIR, ORUÇ, ZEKÂT, HAC, KURBAN, EDEB, ZÜHD, İMARET, TICARET, NIKÂH, AHKÂM, YIYECEKLER, İÇECEKLER, GİYİM, KUR’AN’IN FAZILETI, KOMŞU HAKKI, KIYAMET. CENNET, CEHENNEM, KADER FEDAIL (FAZILETLER), GÜZEL AHLAK, vb. gibi Müslümanın her anını, yaşamımızı, ilgilendiren pek çok konuda İhsan Konuralp’in derlediği 2500 hadis-i şerif içinden, İkrami Berker’in editörlüğünde 736 hadis-i şerif düzenlenerek okuyanların istifadesine sunulmuştur.
Rivayetlerin sahih ile sakîmini onları nakledenlerin itimad edilenleriyle töhmet altında olanlarını, bir birinden ayırmayı bilmeyenlerin hadis irdelemesi yersiz olur. Böyle durumlarda ancak işi ehline
bırakmak gerekir.
“Allah size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor.” (Nisâ, 58). Bu ayetten yola çıkarak iki önemli şeye dikkat etmek gerekir.
1- Rivayetlerin ravilerinin mutemed olup olmadıklarını elhine havale etmek
2- Töhmet altında olan aşırı bid’atçıların rivayetlerinden sakınmaktır.
İmam Müslim Sahihinin mukaddimesinde şöyle der:
Ravilerin mutemed olanını alıp bid’atçıları terketmenin delili: Allah
Zül Celâl’in şu kavl-i kerimidir:
Ravilerin mutemed olanını alıp bid’atçıları terketmenin delili: Allah
Zül Celâl’in şu kavl-i kerimidir:
Allahu Teâlâ Hazretleri:
“Razı olduğunuz şahidleri (getirin).” (Bakare, 282.) ve “Sizden iki adaletli kimseyi şahid getirin.” (Talâk, 2) buyurmuştur. Zikrettiğimiz bu âyetler, fâsıkın haberine itibar edilmediğine; âdil olmayanın da şâhidliğinin reddedileceğine delâlet etmektedirler. Haberin manası bâzı rivayetlerde şehâdetin manasından ayrılırsa
da birçok kere manalarında her ikisi birleşirler. Çünkü fâsıkın haberi ulemâya göre makbul değildi. Nitekim şehâdeti dahî islam ahkâmında kabul edilmez. Fâsıkın haberi kabul edilmeyeceğine Kur’an delâlet ettiği
gibi, münker haber rivayetinin kabul edilmeyeceğine de sünnet delâlet etmiştir. O da, Resulüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’den meşhur olarak nakledilen şu eserdir:
Semure bin Cündeb (Radıyallahu anh)’den ve Muğîre bin Şu’be (Radıyallahu anh)’den olmak üzere, iki ayrı kanaldan rivayet edilmiştir ki; Resulüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuşlardır:
“Her kim yalan olduğu zannedilen bir sözü benden (olmak üzere) rivayet ederse kendisi de yalancılardan biridir.” Bu rivayetlerin ikisi de sahihtir. Bu bâbta mesele arzetiğimiz şekilde olunca; böyleler için sahih hadisin azının hakkından gelmek zayıf hadisin çoğuna tamah etmekten evlâdır.
Teyakkuz ve ma’rifet ehli olan havassın taşıdığı manalarının zıddını taşıyan avâm-ı nâsa gelince: bunların, azı bilmekten âciz iken çoğu aramalarında bir mana yoktur.
İmam Malik şöyle dermiş:
“Bu ilim dindir; binaenaleyh dininizi kimden aldığınıza dikkat edin! Vallahi ben şu direklerin yanında, Resulüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, diyen yetmiş kişiye yetiştim. Fakat onlardan
hiçbir şey almadım. Hâlbuki bu zevatın her biri kendisine beytülmal güvenilecek kadar emin insanlardı. Onlardan hadîs almayışınım sebebi, hadis ilmine ehil olmamalarıdır.”
Hz. Mâlik’e göre dört sınıf insandan ilim alınmaz. Bunlar:
1- Sefihler,
2- Heva ve hevesine tâbi’ olup başkalarını da buna davet edenler.
3- Hadîs uydurduğu bilinmese bile halk arasında yalan söyleyenler.
4- Rivayet ettiği hadîsi bilmeyen şeyhlerdir. Böyleler! sulehâdan bile olsalar onlardan yine hadis alınmaz.”
Şu’be’ye;
“Kimin hadîsi terk edilir?” diye sormuşlar.
“Bir kimse mâruf râvîlerden meşhurların bilmediği şeyleri çok rivayette
bulunursa hadîsi terk edilir; hadîs sebebiyle itham olunursa hadîsi terkedilir; çok yanılırsa hadîsi terk edilir; bilittifak hatâ olan bir hadîsi rivayette bulunursa hadîsi terk edilir. Bunlardan başka ise o kimseden rivayet et!” cevabını vermiş.
Bu bilgilerden yola çıkarak, dayım İhsan KONURALP’in derlediği 2500 hadisi büyük bir titizlikle elden geçirdim. İsnadı zayıf olmasına rağnem manası sahih bazı hadisler dışında mümkün mertebe hadislerin
zayıf ve mevzu olanlarını terk ettim. Böylece 2500 hadisin sadece 736 tanesini bu kitaba aldım diğerlerini terkettim. Böylece elinizdeki bu kitap husûle gelmiş oldu. Rabbim muvaffak eylesin. Tesirini üzerimizde
ve üzerinizde halk eylesin.
Gayret Bizden Tevfik Allah’tan.
İkrami BERKER