Bu kitap yaklaşık 15 yıldır dönemlik olarak haftada dört saat okutmaya çalıştığımız Hadis Tarihi ve Usulü ders notlarının bir araya getirilmiş şeklidir. Kitabın ilk bölümlerinde hadis tarihi ele alınmıştır. İlk asırlarda hadisler, hadis ilmi, çeşitli hadis eserleri ve hadis anlayışları şekillenmeye başlamıştır. İdeolojik kamplaşmaların yoğun bir şekilde yaşandığı bu ilk asırlarda hadis ilimleri oluşmaya başlamış ve buna paralel olarak temel hadis kaynakları da vücut bulmuştur. Hadis ehlinin ve hadis kaynaklarının içinde bulundukları bu dönemin yoğun ideolojik ve ilmî tartışmaların tesirinde kaldığını ifade etmek yanlış olmasa gerektir. Özellikle fiten-melahim, eskatolojik rivayetler ve fazail konularında kabilevi ve fikrî tartışmaların hadislere yansıması vb. konular bu dönemlere rastlamaktadır. Aynı şekilde üçüncü asrın temel sosyo-kültürel karakteristiği olan Mihne olayı bu dönemde gerçekleşmiştir. Bu dönemde yaşananların izleri hadis tarihinin gelecek asırlarını ve hadisçilerin telif ettiği gerek rical kitaplarını gerekse hadis kaynaklarını etkilemiştir.
Kitabın diğer bölümlerini oluşturan Hadis usulü, hadislerin sahih ve makbul olanlarını zayıf ve uydurma olanlarından ayırma yöntemlerini veren bir sistemdir. Hadis usulüne (dirâyetu’l-hadis, mustalahu’l-hadîs, ulûmu’l-hadîs) ait bilgiler birden bire ve toplu olarak ortaya çıkmış değildir. Hadis usulü Hz. Peygamberin vefatından yaklaşık 30 sene sonra görülmeye başlanan uydurma hadis tehlikesi karşısında, hadis âlimlerinin, hadis ve sünneti korumak ve hadislerin sahih olanlarını olmayanlardan ayırmak için aldıkları tedbirler ve koydukları kurallardan oluşmaktadır. Çok sayıda terim ve kavramı geliştiren bu sistem, tarihî süreç içinde ihtiyaca göre belirlenmiş, uygulanmış ve geliştirilmiştir.
Bu kitap yaklaşık 15 yıldır dönemlik olarak haftada dört saat okutmaya çalıştığımız Hadis Tarihi ve Usulü ders notlarının bir araya getirilmiş şeklidir. Kitabın ilk bölümlerinde hadis tarihi ele alınmıştır. İlk asırlarda hadisler, hadis ilmi, çeşitli hadis eserleri ve hadis anlayışları şekillenmeye başlamıştır. İdeolojik kamplaşmaların yoğun bir şekilde yaşandığı bu ilk asırlarda hadis ilimleri oluşmaya başlamış ve buna paralel olarak temel hadis kaynakları da vücut bulmuştur. Hadis ehlinin ve hadis kaynaklarının içinde bulundukları bu dönemin yoğun ideolojik ve ilmî tartışmaların tesirinde kaldığını ifade etmek yanlış olmasa gerektir. Özellikle fiten-melahim, eskatolojik rivayetler ve fazail konularında kabilevi ve fikrî tartışmaların hadislere yansıması vb. konular bu dönemlere rastlamaktadır. Aynı şekilde üçüncü asrın temel sosyo-kültürel karakteristiği olan Mihne olayı bu dönemde gerçekleşmiştir. Bu dönemde yaşananların izleri hadis tarihinin gelecek asırlarını ve hadisçilerin telif ettiği gerek rical kitaplarını gerekse hadis kaynaklarını etkilemiştir.
Kitabın diğer bölümlerini oluşturan Hadis usulü, hadislerin sahih ve makbul olanlarını zayıf ve uydurma olanlarından ayırma yöntemlerini veren bir sistemdir. Hadis usulüne (dirâyetu’l-hadis, mustalahu’l-hadîs, ulûmu’l-hadîs) ait bilgiler birden bire ve toplu olarak ortaya çıkmış değildir. Hadis usulü Hz. Peygamberin vefatından yaklaşık 30 sene sonra görülmeye başlanan uydurma hadis tehlikesi karşısında, hadis âlimlerinin, hadis ve sünneti korumak ve hadislerin sahih olanlarını olmayanlardan ayırmak için aldıkları tedbirler ve koydukları kurallardan oluşmaktadır. Çok sayıda terim ve kavramı geliştiren bu sistem, tarihî süreç içinde ihtiyaca göre belirlenmiş, uygulanmış ve geliştirilmiştir.