Hafıza

Stok Kodu:
9786257940580
Boyut:
13.5x21
Sayfa Sayısı:
200
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021-11
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%27 indirimli
160,00TL
116,80TL
Taksitli fiyat: 9 x 14,28TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9786257940580
1199393
Hafıza
Hafıza
116.80

Oysa zaman eski eşyalarla dolu çatı katındaki gibi geri gitse ve öylece donup kalsa ne güzel olurdu. Bir el, masanın köşesinde çaprazlama duran daktiloda hikâyesini yeniden yazsa; olmadı bir ihtiyar, duvarda asılı gaz lambasının fitilini tutuştursa; ışığın etrafında toplanan çocuklara, Beyoğlu’nun atına atlayıp Kafdağı’na gidişini, peri kızını bin bir zahmetle buluşunu, atının terkisine atıp sarayına getirişini, Kel Oğlan’ın, Dev Anası’nın elinden kurnazlıkla kurtuluşunu anlatsa; çocuklar ihtiyarı ağızları beş karış açık dinlese, masal bittiğinde “Bir daha nine! Nine bir daha!” diye yalvarsa; kapının girişindeki sobanın üstündeki çaydanlık kendi kendine fokurdasa; karşı duvara yaslı dolaptaki siyah beyaz televizyonda Hulusi Kentmen,mecburiyetten hırsızlık yapan Tarık’la Necla’yı önce bir güzel azarladıktan sonra dünyanın en babacan, en merhametli komiserine dönüşüp bıyığını bura bura nasihat etse;
Aliye Rona eline geçirdiği kazmayla köyün kötü kalpli muhtarına bir başına meydan okusa; masanın kısa kenarındaki radyoda Zeki Müren, Müzeyyen Senar hiç olmazsa Ahmet Özhan, Emel Sayın
şarkılar söylese; sokaktan üç tekerlekli el arabasıyla “Dondurmam kaymak!” diye bağıra bağıra dondurmacı geçse ama zaman hiç geçmemiş olsa ne güzel olurdu. İşte o zaman bu ansiklopedinin arasına gizlenmiş fotoğraf hiç çekilmemiş, o da bunu görmemiş olacaktı.

Oysa zaman eski eşyalarla dolu çatı katındaki gibi geri gitse ve öylece donup kalsa ne güzel olurdu. Bir el, masanın köşesinde çaprazlama duran daktiloda hikâyesini yeniden yazsa; olmadı bir ihtiyar, duvarda asılı gaz lambasının fitilini tutuştursa; ışığın etrafında toplanan çocuklara, Beyoğlu’nun atına atlayıp Kafdağı’na gidişini, peri kızını bin bir zahmetle buluşunu, atının terkisine atıp sarayına getirişini, Kel Oğlan’ın, Dev Anası’nın elinden kurnazlıkla kurtuluşunu anlatsa; çocuklar ihtiyarı ağızları beş karış açık dinlese, masal bittiğinde “Bir daha nine! Nine bir daha!” diye yalvarsa; kapının girişindeki sobanın üstündeki çaydanlık kendi kendine fokurdasa; karşı duvara yaslı dolaptaki siyah beyaz televizyonda Hulusi Kentmen,mecburiyetten hırsızlık yapan Tarık’la Necla’yı önce bir güzel azarladıktan sonra dünyanın en babacan, en merhametli komiserine dönüşüp bıyığını bura bura nasihat etse;
Aliye Rona eline geçirdiği kazmayla köyün kötü kalpli muhtarına bir başına meydan okusa; masanın kısa kenarındaki radyoda Zeki Müren, Müzeyyen Senar hiç olmazsa Ahmet Özhan, Emel Sayın
şarkılar söylese; sokaktan üç tekerlekli el arabasıyla “Dondurmam kaymak!” diye bağıra bağıra dondurmacı geçse ama zaman hiç geçmemiş olsa ne güzel olurdu. İşte o zaman bu ansiklopedinin arasına gizlenmiş fotoğraf hiç çekilmemiş, o da bunu görmemiş olacaktı.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat