Bir defasında Velîd, yolda Hamza’yı görmüş ve oğluna, “Bak Hâlid, şu genci görüyor musun? Adı Hamza’dır ama herkes ona Aslan Avcısı der. O da çocukluğundan beri senin gibi kılıç düşkünüdür. Oldun mu, işte bu genç aslan gibi ol. Onu örnek al. Haşimoğluları onunla övünüyor. Ben de seninle övüneceğim. Hamza’nın ismini unutturacaksın,” demişti.
“Ona neden aslan avcısı diyorlar?” diye sormuştu Velîd.
“Çünkü aslanı, kediyle oynar gibi oynayarak avlıyor da ondan.”
Bir defasında Velîd, yolda Hamza’yı görmüş ve oğluna, “Bak Hâlid, şu genci görüyor musun? Adı Hamza’dır ama herkes ona Aslan Avcısı der. O da çocukluğundan beri senin gibi kılıç düşkünüdür. Oldun mu, işte bu genç aslan gibi ol. Onu örnek al. Haşimoğluları onunla övünüyor. Ben de seninle övüneceğim. Hamza’nın ismini unutturacaksın,” demişti.
“Ona neden aslan avcısı diyorlar?” diye sormuştu Velîd.
“Çünkü aslanı, kediyle oynar gibi oynayarak avlıyor da ondan.”