12 Eylül 2010 günü seçmenler, anayasanın bazı maddelerinde değişiklik yapan kanuna, “hayır” veya “evet” diyecek. Bu neyi ifade eder?
12 Eylül 1980 darbesi ile başlayan askeri yönetim sırasında hazırlanan anayasa, 7 Kasım 1982'de yüzde 90’ın üstünde kabul oyu ile onaylandı; Devlet başkanı Kenan Evren de Cumhurbaşkanı oldu. Anayasa, 1987’den bu yana 20 kez değiştirildi. İkisi (1987 ve 2007), halkoyunca onaylandı; 1988 değişikliği seçmenlerce reddedildi. Dördüncü sandık, 12 Eylül 2010’da kurulacak.
Buna karşılık, 3 kapsamlı ve önemli değişiklik, TBMM’de uzlaşma yoluyla kabul edildi; üstelik bunlar içerisinde en kapsamlı olan 1995 ve 2001 değişiklikleri, koalisyon hükümetleri döneminde gerçekleştirildi. 2004 değişikliği ise, 2001’in uzantısı...
“Hukuk devletinin onarımı” olarak da nitelendirilebilecek bu revizyonlar, İnsan haklarında şu üçlü açılımı sağladı: anayasal güvenceleri pekiştirme, Avrupa ölçülerine yaklaştırma ve uluslararasılaşma süreci.
1870’lerde başlayan ve iktidarın giderek törpülenmesine karşılık hak ve özgürlüklerin pekiştirilmesi yönündeki gelişmeler, 1970’lerde tersine döndü; 1980’de “dibe vurdu”. 1987-2004 arası dönem, özgürlükler, 2007-2010 ekseni ise, Cumhurbaşkanını merkezi konuma yerleştiren “derin anayasa” zihniyeti ile örtüşüyor.
Profesör Kaboğlu'nun kitabı, hem seçmenin kafa karışıklığını gideriyor, hem de Türkiye'nin geçmişten bugüne anayasa macerasına ışık tutuyor...
12 Eylül 2010 günü seçmenler, anayasanın bazı maddelerinde değişiklik yapan kanuna, “hayır” veya “evet” diyecek. Bu neyi ifade eder?
12 Eylül 1980 darbesi ile başlayan askeri yönetim sırasında hazırlanan anayasa, 7 Kasım 1982'de yüzde 90’ın üstünde kabul oyu ile onaylandı; Devlet başkanı Kenan Evren de Cumhurbaşkanı oldu. Anayasa, 1987’den bu yana 20 kez değiştirildi. İkisi (1987 ve 2007), halkoyunca onaylandı; 1988 değişikliği seçmenlerce reddedildi. Dördüncü sandık, 12 Eylül 2010’da kurulacak.
Buna karşılık, 3 kapsamlı ve önemli değişiklik, TBMM’de uzlaşma yoluyla kabul edildi; üstelik bunlar içerisinde en kapsamlı olan 1995 ve 2001 değişiklikleri, koalisyon hükümetleri döneminde gerçekleştirildi. 2004 değişikliği ise, 2001’in uzantısı...
“Hukuk devletinin onarımı” olarak da nitelendirilebilecek bu revizyonlar, İnsan haklarında şu üçlü açılımı sağladı: anayasal güvenceleri pekiştirme, Avrupa ölçülerine yaklaştırma ve uluslararasılaşma süreci.
1870’lerde başlayan ve iktidarın giderek törpülenmesine karşılık hak ve özgürlüklerin pekiştirilmesi yönündeki gelişmeler, 1970’lerde tersine döndü; 1980’de “dibe vurdu”. 1987-2004 arası dönem, özgürlükler, 2007-2010 ekseni ise, Cumhurbaşkanını merkezi konuma yerleştiren “derin anayasa” zihniyeti ile örtüşüyor.
Profesör Kaboğlu'nun kitabı, hem seçmenin kafa karışıklığını gideriyor, hem de Türkiye'nin geçmişten bugüne anayasa macerasına ışık tutuyor...