Can Ataklı, irticacıları hamamböceklerine benzetiyordu. Hani, oda karanlıkken ortada cirit atan ama ışığın yandığını görür görmez kaçacak yer arayan böcekler... Can Dündar, geceleri saat dokuzda aydınlık bir Türkiye için yanıp sönen ışıkları gayri resmi bir geçit törenine benzetiyordu. Yanıp sönen ışıklar, ateşböcekleri gibi karanlığı yırtıyorlardı. Ateşböceklerinin ateş topuna dönüşmesi, Türkiye'nin "makus talihini" değiştirecek yegane güçtü. Askerler her zamanki gibi vakur, kendinden emin, ne istediğini bilen ve belirleyiciydiler; 28 Şubat sürecinden güçlenerek çıkmasını bildiler.
Bu kitapta yer alan fotoğraf, ateşböceklerinin ateş topuna dönüşemediği bir Türkiye'nin fotoğrafıdır.
Can Ataklı, irticacıları hamamböceklerine benzetiyordu. Hani, oda karanlıkken ortada cirit atan ama ışığın yandığını görür görmez kaçacak yer arayan böcekler... Can Dündar, geceleri saat dokuzda aydınlık bir Türkiye için yanıp sönen ışıkları gayri resmi bir geçit törenine benzetiyordu. Yanıp sönen ışıklar, ateşböcekleri gibi karanlığı yırtıyorlardı. Ateşböceklerinin ateş topuna dönüşmesi, Türkiye'nin "makus talihini" değiştirecek yegane güçtü. Askerler her zamanki gibi vakur, kendinden emin, ne istediğini bilen ve belirleyiciydiler; 28 Şubat sürecinden güçlenerek çıkmasını bildiler.
Bu kitapta yer alan fotoğraf, ateşböceklerinin ateş topuna dönüşemediği bir Türkiye'nin fotoğrafıdır.