Âlimler, Müslüman toplumlar için imanlarını koruyabilme ve Müslümanca bir duruş sergileyebilme açısından vazgeçilmez unsurlardır. Onların yokluğu başka bir şekilde asla telafi edilemez. Bir an için dünyanın dağlardan ve ormanlardan yoksun olduğunu düşünelim. Emin olabiliriz ki bu eksikliğin dünyaya ve insanlara vereceği zarar âlimin yokluğunun Müslüman bir topluma vereceği zarardan daha büyük değildir. Bu hakikatten dolayıdır ki Hz. Ömer, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in vefatından sonra sahabenin önde gelenlerine, ilim ve fikir erbabına zaruret olmadıkça Medine’den ayrılma konusunda izin vermemiştir. Bu eser de İslam dinin de Müçtehit bir âlim olan İmâm-ı Azam ebu Hanîfe’nin niteliklerini ve ona gösterilen ilginin sebeplerini inceleyeceğiz. Amacımız mümin gönüllere üstadı hatırlatmak ve bir nebze de olsa faydalı olmaktır.
Âlimler, Müslüman toplumlar için imanlarını koruyabilme ve Müslümanca bir duruş sergileyebilme açısından vazgeçilmez unsurlardır. Onların yokluğu başka bir şekilde asla telafi edilemez. Bir an için dünyanın dağlardan ve ormanlardan yoksun olduğunu düşünelim. Emin olabiliriz ki bu eksikliğin dünyaya ve insanlara vereceği zarar âlimin yokluğunun Müslüman bir topluma vereceği zarardan daha büyük değildir. Bu hakikatten dolayıdır ki Hz. Ömer, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in vefatından sonra sahabenin önde gelenlerine, ilim ve fikir erbabına zaruret olmadıkça Medine’den ayrılma konusunda izin vermemiştir. Bu eser de İslam dinin de Müçtehit bir âlim olan İmâm-ı Azam ebu Hanîfe’nin niteliklerini ve ona gösterilen ilginin sebeplerini inceleyeceğiz. Amacımız mümin gönüllere üstadı hatırlatmak ve bir nebze de olsa faydalı olmaktır.