Hanımlar Arasında (1914) eserinde sekizi hikâye, ikisi makale olmak üzere on metin bulunur. Hikâyelerin ana kahramanları genç kadınlar ve erkeklerdir. Bu eserler çoğunlukla kadın-erkek ilişkileri, hayal-hakikat çatışması, çağdaşlaşma, evlilik, cariyelik, sosyal adaletsizlik, hayal kırıklığı ve ölüm endişesi gibi konular etrafında şekillenir. "Çarşaf Altında" (1909) eseri hariç tüm metinler Servet-i Fünûn döneminde yazılır. Bunlardan "Teâdül", "Bir Mevsimin Hikâyesi", "Mehtapta", "Çarşaf Altında", "Fenerci", "Nekahette", "Çayırdan Sonra", "Bir Hikâye" adlı metinler hikâye; "Asıl Romanlar" ve "Tedkîkât-ı Edebiye" ise makale türündedir.
Hanımlar Arasında eseri kurmaca ve öğretici metinleri bir arada bulundurmasıyla Türk edebiyatında farklı bir yerde durmaktadır. Makale ve hikâyelerin aynı kitapta yer alması, alışılmadık bir durum olarak görünse de hem hikâyelerin hem de makalelerin merkezinde kadın hususu vardır. Eser, yapı ve izlek olarak Mehmet Rauf'un Servet-i Fünûn dönemindeki yazarlık çizgisinin özelliklerini barındırması yönüyle Rauf hikâyeciliğinin devamı niteliğindedir.
Hanımlar Arasında (1914) eserinde sekizi hikâye, ikisi makale olmak üzere on metin bulunur. Hikâyelerin ana kahramanları genç kadınlar ve erkeklerdir. Bu eserler çoğunlukla kadın-erkek ilişkileri, hayal-hakikat çatışması, çağdaşlaşma, evlilik, cariyelik, sosyal adaletsizlik, hayal kırıklığı ve ölüm endişesi gibi konular etrafında şekillenir. "Çarşaf Altında" (1909) eseri hariç tüm metinler Servet-i Fünûn döneminde yazılır. Bunlardan "Teâdül", "Bir Mevsimin Hikâyesi", "Mehtapta", "Çarşaf Altında", "Fenerci", "Nekahette", "Çayırdan Sonra", "Bir Hikâye" adlı metinler hikâye; "Asıl Romanlar" ve "Tedkîkât-ı Edebiye" ise makale türündedir.
Hanımlar Arasında eseri kurmaca ve öğretici metinleri bir arada bulundurmasıyla Türk edebiyatında farklı bir yerde durmaktadır. Makale ve hikâyelerin aynı kitapta yer alması, alışılmadık bir durum olarak görünse de hem hikâyelerin hem de makalelerin merkezinde kadın hususu vardır. Eser, yapı ve izlek olarak Mehmet Rauf'un Servet-i Fünûn dönemindeki yazarlık çizgisinin özelliklerini barındırması yönüyle Rauf hikâyeciliğinin devamı niteliğindedir.