Bir varmış, bir yokmuş, Hansel'le Gretel adında iki kardeş varmış. Hansel, bir gün kız kardeşinin elini tutmuş, “Zavallı anacığımız öldüğünden beri mutluluk yüzü görmedik.” demiş. “Çünkü, üvey annemiz her gün bizi dövüyor . Azıcık yanına yaklaşsak, hemen itip kakıyor, yanından uzaklaştırıyor. Kuru ekmek kabuğundan başka bir şey yediğimiz yok. Ocağın önünde yatan şu küçük köpek bile bizden daha değerli bu evde. Onun bile önüne Arada bir de olsa bir et parçası atıyorlar. Tanrı acısın şu halimize! Ah, anacığımız sağ olsaydı da şu halimizi görseydi, kimbilir nasıl üzülürdü! Gel kardeşim gidelim, kaçalım buradan! Gidip, dünyayı dolaşalım...” demiş.
İki kardeş, kaçmaya karar vermişler, hemen yola koyulmuşlar. Yürümüşler, yürümüşler, kırlardan, bayırlardan geçmişler. Akşama doğru, kocaman bir ormana ulaşmışlar. Öyle yorulmuşlar, karınları da öyle acıkmış ki hemen oracıktaki bir ağaç kovuğunun içine sığınmışlar. Çok geçmeden de uyuyup kalmışlar.
Bir varmış, bir yokmuş, Hansel'le Gretel adında iki kardeş varmış. Hansel, bir gün kız kardeşinin elini tutmuş, “Zavallı anacığımız öldüğünden beri mutluluk yüzü görmedik.” demiş. “Çünkü, üvey annemiz her gün bizi dövüyor . Azıcık yanına yaklaşsak, hemen itip kakıyor, yanından uzaklaştırıyor. Kuru ekmek kabuğundan başka bir şey yediğimiz yok. Ocağın önünde yatan şu küçük köpek bile bizden daha değerli bu evde. Onun bile önüne Arada bir de olsa bir et parçası atıyorlar. Tanrı acısın şu halimize! Ah, anacığımız sağ olsaydı da şu halimizi görseydi, kimbilir nasıl üzülürdü! Gel kardeşim gidelim, kaçalım buradan! Gidip, dünyayı dolaşalım...” demiş.
İki kardeş, kaçmaya karar vermişler, hemen yola koyulmuşlar. Yürümüşler, yürümüşler, kırlardan, bayırlardan geçmişler. Akşama doğru, kocaman bir ormana ulaşmışlar. Öyle yorulmuşlar, karınları da öyle acıkmış ki hemen oracıktaki bir ağaç kovuğunun içine sığınmışlar. Çok geçmeden de uyuyup kalmışlar.