Hapishane-i Umumi Kadınlar Koğuşu, Osmanlı İmparatorluğu topraklarında bir kadın tarafından yazılmış ilk hapishane tanıklığı olarak nitelendirilebilir. Lozan’da üniversite öğrencisiyken ailesine yazdığı mektuplar gerekçe gösterilerek 1915’te tutuklanan ve ailesiyle birlikte Divan-ı Harp’te yargılanan Vartuhi Kalantar (1895-1978), hakkında tutuklama kararı çıkarılan diğer Ermeni aydınlarla birlikte Hapishane-i Umumi’ye gönderildi. İki buçuk yıllık mahkûmiyetini, 1920-1921 yılları arasında Getronagan pandin gineru pajinı [Hapishane-i Umumi Kadınlar Koğuşu] adıyla ilk kez Hay gin dergisinde anlattı. Kalantar’ın anıları, Osmanlı’nın ilk modern hapishanesi olan Hapishane-i Umumi’yi bir etnografi gibi inceleyen, yazarın keskin gözlem gücüyle harmanlanmış, eşsiz bir anlatı olarak karşımıza çıkıyor.
Hapishane-i Umumi Kadınlar Koğuşu, Osmanlı İmparatorluğu topraklarında bir kadın tarafından yazılmış ilk hapishane tanıklığı olarak nitelendirilebilir. Lozan’da üniversite öğrencisiyken ailesine yazdığı mektuplar gerekçe gösterilerek 1915’te tutuklanan ve ailesiyle birlikte Divan-ı Harp’te yargılanan Vartuhi Kalantar (1895-1978), hakkında tutuklama kararı çıkarılan diğer Ermeni aydınlarla birlikte Hapishane-i Umumi’ye gönderildi. İki buçuk yıllık mahkûmiyetini, 1920-1921 yılları arasında Getronagan pandin gineru pajinı [Hapishane-i Umumi Kadınlar Koğuşu] adıyla ilk kez Hay gin dergisinde anlattı. Kalantar’ın anıları, Osmanlı’nın ilk modern hapishanesi olan Hapishane-i Umumi’yi bir etnografi gibi inceleyen, yazarın keskin gözlem gücüyle harmanlanmış, eşsiz bir anlatı olarak karşımıza çıkıyor.