Gülten Ertürk, Harflerin Dansı "Asonans ve Aliterasyonlarla Şiirler" adlı bu çalışmasıyla Türk şiirinde bir ilki başardı. Zekice bir düşünüş ve buluşla Türk şiirinde şimdiye kadar yapılmayan, düşünülmeyen bir yeni deneme gerçekleştirdi. Adeta bütün Türk harflerinden geometrik bir şiir yapısı kurdu. Şaire, çalışmasında abece sırasıyla bütün Türk harflerini sırayla şiirlerde kullandı. Hem mısra başlarında, hem kelime başlarında hem de kelime içinde yoğun olarak aynı harfi kullanarak A'dan Z'ye bütün Türk harfleriyle yoğunlaştırılmış şiirler demeti ortaya koydu. Şaire, sırayla mısra ve kelime başlarında aynı harfleri kullanmakla kalmadı; şiir içinde de aynı harfi yoğunlukla kullanarak ünlü ve ünsüz ses tekrarlarına dayalı bir şiir dizisi ortaya koydu.
Bu çalışma, şekil bakımından önemli olduğu kadar, Türkçemizin bir başka zenginliğini de ortaya koyması bakımından önemlidir. Her harfin hem kelime başlarında hem de kelime içlerinde zengin bir biçimde kolayca yer alabildiği başka bir dil yoktur. Mesela A harfini kullandığı ilk şiirin başlığı A ile başladığı gibi şiirde geçen kelimelerin tamamı a ile başlıyor. Bununla da kalmıyor; bütün kelimelerde a harfi belirgin biçimde sıklıkla tekrar ediliyor. Şiir, neredeyse bütünüyle denilecek ölçüde a harfinin yoğun kullanıldığı kelimelerden oluşmaktadır. Ondan sonra gelen şiir, B harfiyle başlıyor ve şiirdeki bütün kelimelerin ilk harfi b olduğu gibi kelime içlerinde de B harfinin tekrar edildiğini görüyoruz. Böyle böyle Z harfine kadar gidiyor.
Çalışmanın bir başka özgün yanı şudur: Şaire, sadece benzer ses tekrarına dayalı ahenkli bir yapı kurmakla yetinmemiş; aynı zamanda anlamlı, hikmetli, millî ve manevî değerlerimizi terennüm eden metinler de üretebilmiş.
Bu çalışma, Türk edebiyatı tarihinde alanında ilk olma özelliğiyle her zaman özgün yerini alacaktır.
Gülten Ertürk, Harflerin Dansı "Asonans ve Aliterasyonlarla Şiirler" adlı bu çalışmasıyla Türk şiirinde bir ilki başardı. Zekice bir düşünüş ve buluşla Türk şiirinde şimdiye kadar yapılmayan, düşünülmeyen bir yeni deneme gerçekleştirdi. Adeta bütün Türk harflerinden geometrik bir şiir yapısı kurdu. Şaire, çalışmasında abece sırasıyla bütün Türk harflerini sırayla şiirlerde kullandı. Hem mısra başlarında, hem kelime başlarında hem de kelime içinde yoğun olarak aynı harfi kullanarak A'dan Z'ye bütün Türk harfleriyle yoğunlaştırılmış şiirler demeti ortaya koydu. Şaire, sırayla mısra ve kelime başlarında aynı harfleri kullanmakla kalmadı; şiir içinde de aynı harfi yoğunlukla kullanarak ünlü ve ünsüz ses tekrarlarına dayalı bir şiir dizisi ortaya koydu.
Bu çalışma, şekil bakımından önemli olduğu kadar, Türkçemizin bir başka zenginliğini de ortaya koyması bakımından önemlidir. Her harfin hem kelime başlarında hem de kelime içlerinde zengin bir biçimde kolayca yer alabildiği başka bir dil yoktur. Mesela A harfini kullandığı ilk şiirin başlığı A ile başladığı gibi şiirde geçen kelimelerin tamamı a ile başlıyor. Bununla da kalmıyor; bütün kelimelerde a harfi belirgin biçimde sıklıkla tekrar ediliyor. Şiir, neredeyse bütünüyle denilecek ölçüde a harfinin yoğun kullanıldığı kelimelerden oluşmaktadır. Ondan sonra gelen şiir, B harfiyle başlıyor ve şiirdeki bütün kelimelerin ilk harfi b olduğu gibi kelime içlerinde de B harfinin tekrar edildiğini görüyoruz. Böyle böyle Z harfine kadar gidiyor.
Çalışmanın bir başka özgün yanı şudur: Şaire, sadece benzer ses tekrarına dayalı ahenkli bir yapı kurmakla yetinmemiş; aynı zamanda anlamlı, hikmetli, millî ve manevî değerlerimizi terennüm eden metinler de üretebilmiş.
Bu çalışma, Türk edebiyatı tarihinde alanında ilk olma özelliğiyle her zaman özgün yerini alacaktır.