Bazen hasretin vuslattan hayırlı olduğu söylenir. Vuslatın hayrı hasretin kalbinde demlenirmiş zira. Hasret bedeli ödenmeyen vuslatın tadı çıkmayabilirmiş. O sancılı mesafenin içinde, kekre kuytunun gölgesinde bereketli tohumlar bekleşirmiş. Baharı nazlayan kış gibi, dal uçlarını bayram yerine çeviren bir susuşun tetiğini çekermiş. Üveys’el-Karani'nin hırkası şahit olsun. Vuslatı olsaydı Üveys’in, evde bulsaydı Yar’i, kavuşsaydı “En Sevgili”sine, o hırkanın imtiyazlı saadetini yaşayamayacaktı. Vuslat olsaydı o gün Medine’de, yüzyılların yetimi bizler o hasret nişanesi hırkayı medeniyetimizin örgüsü yapamayacaktık.
Senai Demirci, Peygamber’e gövde olma sorumluluğunu yüklenmek adına bir iç dökümü yapıyor Hasret-i Peygamber’de. Ruhun gizli patikalarında O’nun ayak seslerini duymaya çalışıyor. Vuslata giden yolun hasret bedelini koyuyor teraziye…
Bazen hasretin vuslattan hayırlı olduğu söylenir. Vuslatın hayrı hasretin kalbinde demlenirmiş zira. Hasret bedeli ödenmeyen vuslatın tadı çıkmayabilirmiş. O sancılı mesafenin içinde, kekre kuytunun gölgesinde bereketli tohumlar bekleşirmiş. Baharı nazlayan kış gibi, dal uçlarını bayram yerine çeviren bir susuşun tetiğini çekermiş. Üveys’el-Karani'nin hırkası şahit olsun. Vuslatı olsaydı Üveys’in, evde bulsaydı Yar’i, kavuşsaydı “En Sevgili”sine, o hırkanın imtiyazlı saadetini yaşayamayacaktı. Vuslat olsaydı o gün Medine’de, yüzyılların yetimi bizler o hasret nişanesi hırkayı medeniyetimizin örgüsü yapamayacaktık.
Senai Demirci, Peygamber’e gövde olma sorumluluğunu yüklenmek adına bir iç dökümü yapıyor Hasret-i Peygamber’de. Ruhun gizli patikalarında O’nun ayak seslerini duymaya çalışıyor. Vuslata giden yolun hasret bedelini koyuyor teraziye…