Yalvaç’ta Köy Hayatıyla Alakalı Belgesel Tadında Kaynak Bir Eser
Muzaffer Can, 2010 yılında devlet memurluğundan emekliye ayrıldı. Yalvaç’ın Bağkonak Köyüne geri dönerek 2010 ile 2020 yılları arasında on yıl boyunca yaşlı annesine hem arkadaş, hem de bakımında yardımcı oldu.
Köyde annesine bakarken yaşlıların adeta bir çocuk gibi sevgiye, şefkate ve ilgiye ne kadar muhtaç olduklarını, bizzat yaşayarak öğrendi.
Muzaffer Can iyi bir dost, iyi bir arkadaş, güzel bir aile reisi olduğu gibi çok hayırlı bir evlat ve yaşadıklarını kaleme alan bir yazar olarak köyünün örnek insanı olarak bilinir.
Yalvaç merkezinden, şartlar gereği bir ev satın alır ve doğduğu Bağkonak Köyüne 15 kilometre ötesine yerleşir. Köyünü çok seven yazar, annesinin vefatından sonra da bir insan olarak sık sık köyünü ziyaret eder, köyünün unutulmaya yüz turmuş olan adetlerini derleyip toparlamaya çalışır.
Edebiyatla, şiirle ilgilenme zamanı geldiğine inanan yazar köyü ve yaşamla alakalı kısa hikâyeler, kendine has bir üslûp ve tarzda şiirler ve manzume türü (şiirsel) kısa hikâyeler yazmaya başlar. Kaleme aldığı birçok konuda eşi de kendisine hem bir kaynak kişi olarak, hem de her aşamada hayatını kolaylaştırarak yardımcı olur. Yayınlanan önceki kitabında olduğu gibi bu kitabında da Bağkonak ve çevre köylerin geçmiş dönemlerinde yaşam biçimlerini, gelenek göreneklerini, iz bırakan adetlerini bugünkü durumlarıyla aralarında kıyaslamalar yaparak okuyuculara aktarmaya çalışır.
Umulur ki tam bir belgesel tadında olan yazdıkları unutulmaya yüz tutmuş ve hatta unutulmuş örf, adet ve an’aneleri; bugün ve yarınları öğrenmeleri açısından okuyanları mutlu eder.
Yalvaç’ta Köy Hayatıyla Alakalı Belgesel Tadında Kaynak Bir Eser
Muzaffer Can, 2010 yılında devlet memurluğundan emekliye ayrıldı. Yalvaç’ın Bağkonak Köyüne geri dönerek 2010 ile 2020 yılları arasında on yıl boyunca yaşlı annesine hem arkadaş, hem de bakımında yardımcı oldu.
Köyde annesine bakarken yaşlıların adeta bir çocuk gibi sevgiye, şefkate ve ilgiye ne kadar muhtaç olduklarını, bizzat yaşayarak öğrendi.
Muzaffer Can iyi bir dost, iyi bir arkadaş, güzel bir aile reisi olduğu gibi çok hayırlı bir evlat ve yaşadıklarını kaleme alan bir yazar olarak köyünün örnek insanı olarak bilinir.
Yalvaç merkezinden, şartlar gereği bir ev satın alır ve doğduğu Bağkonak Köyüne 15 kilometre ötesine yerleşir. Köyünü çok seven yazar, annesinin vefatından sonra da bir insan olarak sık sık köyünü ziyaret eder, köyünün unutulmaya yüz turmuş olan adetlerini derleyip toparlamaya çalışır.
Edebiyatla, şiirle ilgilenme zamanı geldiğine inanan yazar köyü ve yaşamla alakalı kısa hikâyeler, kendine has bir üslûp ve tarzda şiirler ve manzume türü (şiirsel) kısa hikâyeler yazmaya başlar. Kaleme aldığı birçok konuda eşi de kendisine hem bir kaynak kişi olarak, hem de her aşamada hayatını kolaylaştırarak yardımcı olur. Yayınlanan önceki kitabında olduğu gibi bu kitabında da Bağkonak ve çevre köylerin geçmiş dönemlerinde yaşam biçimlerini, gelenek göreneklerini, iz bırakan adetlerini bugünkü durumlarıyla aralarında kıyaslamalar yaparak okuyuculara aktarmaya çalışır.
Umulur ki tam bir belgesel tadında olan yazdıkları unutulmaya yüz tutmuş ve hatta unutulmuş örf, adet ve an’aneleri; bugün ve yarınları öğrenmeleri açısından okuyanları mutlu eder.