Evliya Çelebi’ye göre gerçek, günümüz modern tarihçilerine göre ise tarihi vesikalarda kaydı bulunamayan ve bir efsaneden öteye geçmeyen, Hezârfen Ahmed Çelebi’nin 1632 yılındaki uçma olayı insanın bilinen ilk uçma eylemi olarak tarihe geçmiştir. Burada Hezârfan, kuşkanatlarına benzer bir aracı kendisine takıp lodoslu bir havada Galata Kulesi’nden bedenini boşluğa bırakıyor ve uçarak İstanbul Boğazı’nı geçip 3558 metre ötedeki Üsküdar Doğancılar’a iniyor! Bu olay ister gerçek ister efsane olsun önemli değildir; önemli olan insanların 1600’lü yıllarda bile uçma fikrine sahip olmasıdır. Bu fikirler yavaş yavaş, aşama aşama olgunlaşarak günümüz havacılığının ortaya çıkmasına zemin oluşturmuştur. İnsanın bireysel olarak uçma girişimiyle temeli o tarihlerde atılan uçma eylemi günümüzde artık uçak, helikopter, insansız hava aracı, balon, zeplin, planör ve yelken kanat gibi uçabilen hava araçlarıyla yapılabilmektedir. Ortaya çıkan bu bol alternatiflilik ve kolaylık ise kendi içindeki rekabeti körüklemekte, halkla ilişkiler gibi “fark yaratıp devamlılığı sağlayan” uygulamalara yönelmeyi teşvik etmektedir
Evliya Çelebi’ye göre gerçek, günümüz modern tarihçilerine göre ise tarihi vesikalarda kaydı bulunamayan ve bir efsaneden öteye geçmeyen, Hezârfen Ahmed Çelebi’nin 1632 yılındaki uçma olayı insanın bilinen ilk uçma eylemi olarak tarihe geçmiştir. Burada Hezârfan, kuşkanatlarına benzer bir aracı kendisine takıp lodoslu bir havada Galata Kulesi’nden bedenini boşluğa bırakıyor ve uçarak İstanbul Boğazı’nı geçip 3558 metre ötedeki Üsküdar Doğancılar’a iniyor! Bu olay ister gerçek ister efsane olsun önemli değildir; önemli olan insanların 1600’lü yıllarda bile uçma fikrine sahip olmasıdır. Bu fikirler yavaş yavaş, aşama aşama olgunlaşarak günümüz havacılığının ortaya çıkmasına zemin oluşturmuştur. İnsanın bireysel olarak uçma girişimiyle temeli o tarihlerde atılan uçma eylemi günümüzde artık uçak, helikopter, insansız hava aracı, balon, zeplin, planör ve yelken kanat gibi uçabilen hava araçlarıyla yapılabilmektedir. Ortaya çıkan bu bol alternatiflilik ve kolaylık ise kendi içindeki rekabeti körüklemekte, halkla ilişkiler gibi “fark yaratıp devamlılığı sağlayan” uygulamalara yönelmeyi teşvik etmektedir