Rüya şehir Mogador’la ilk kez Alberto Ruy-Sánchez’in Dokuz Kere Şaşkınlık adlı romansında tanışmıştık. Doğu mistisizmini kalıplarından çıkarıp yeniden şekillendiren Ruy-Sánchez, sizi tekrar tutkulu bir anlatıya davet ederken rüya ile coğrafya arasındaki ilişkileri şaşırtıcı biçimlerde kurguluyor. Havanın Adları, derinin ve şehvetin fallarıyla melankolinin, hiçliğin yazgısını yaşayan bir kadının hikâyesi.
Mogador’un rüzgârını teninde gezdiren Havanın Adları, sakin limanları, hamamları, gidilen, ardından dönülen yerleriyle ve Çağdaş Meksika Edebiyatının en önemli yazarlarından Ruy-Sánchez’in ayrıştırılamaz biçemiyle alışık olunmayan bir sesi taşıyor. 1975'te Fas'a yaptığı seyahat esnasında kendisini derinden etkilemiş olan Essaouira kentini gördükten sona Ruy-Sánchez’in, Mogador’u inşa ettiği bilinir. Mogador ya da Essaouira, bize dünyanın aşk ve huzur dolu bir yer olduğunu hatırlatıyor ve Latin Amerika ve Arap kültürleri arasında bir köprü kuruyor.
Rüya şehir Mogador’la ilk kez Alberto Ruy-Sánchez’in Dokuz Kere Şaşkınlık adlı romansında tanışmıştık. Doğu mistisizmini kalıplarından çıkarıp yeniden şekillendiren Ruy-Sánchez, sizi tekrar tutkulu bir anlatıya davet ederken rüya ile coğrafya arasındaki ilişkileri şaşırtıcı biçimlerde kurguluyor. Havanın Adları, derinin ve şehvetin fallarıyla melankolinin, hiçliğin yazgısını yaşayan bir kadının hikâyesi.
Mogador’un rüzgârını teninde gezdiren Havanın Adları, sakin limanları, hamamları, gidilen, ardından dönülen yerleriyle ve Çağdaş Meksika Edebiyatının en önemli yazarlarından Ruy-Sánchez’in ayrıştırılamaz biçemiyle alışık olunmayan bir sesi taşıyor. 1975'te Fas'a yaptığı seyahat esnasında kendisini derinden etkilemiş olan Essaouira kentini gördükten sona Ruy-Sánchez’in, Mogador’u inşa ettiği bilinir. Mogador ya da Essaouira, bize dünyanın aşk ve huzur dolu bir yer olduğunu hatırlatıyor ve Latin Amerika ve Arap kültürleri arasında bir köprü kuruyor.