Düşünce, söz, fiil ve takrirlerin vücûd bahsiyle olan kopmaz ilişkisi tüm dinleri, fikirleri ve ideolojileri ilk etapta varlık konusuna eğilmeye zorlamıştır. Bu bahis o kadar merkezidir ki örneğin Ubeydullah Ahrar’a göre “rivayet ilimlerinin özü tefsir, hadis ve fıkıhtır. Bunların özü tasavvuf ilmidir. Tasavvufun özü ve ana konusu ise vücûd/varlık bahsidir”. Elinizdeki eser bu merkezi mesele üzerine yaptığımız okumalar ve aldığımız notlar sonucunda ortaya çıkmıştır. Kitapta sufilerin varlık düşüncesi üç farklı şekilde anlatılmış daha sonra da aynı düşüncenin yansımaları ele alınmıştır.
Düşünce, söz, fiil ve takrirlerin vücûd bahsiyle olan kopmaz ilişkisi tüm dinleri, fikirleri ve ideolojileri ilk etapta varlık konusuna eğilmeye zorlamıştır. Bu bahis o kadar merkezidir ki örneğin Ubeydullah Ahrar’a göre “rivayet ilimlerinin özü tefsir, hadis ve fıkıhtır. Bunların özü tasavvuf ilmidir. Tasavvufun özü ve ana konusu ise vücûd/varlık bahsidir”. Elinizdeki eser bu merkezi mesele üzerine yaptığımız okumalar ve aldığımız notlar sonucunda ortaya çıkmıştır. Kitapta sufilerin varlık düşüncesi üç farklı şekilde anlatılmış daha sonra da aynı düşüncenin yansımaları ele alınmıştır.