Zamanımızda edebiyatın böylesine ancak ekmek gibi alınteriyle kazanılmış ve tadına varılmış bir kültürle varabiliyor. Mahmut Makal’ın düşüncesi iş ve gerçek kadar kitaplarla da yoğrulmuş. Ama kitaplar, birçok yazarımızda olduğu gibi, gerçeğin önüne perde çekecek yerde, mevcut perdeleri kaldırmaya yaramışlar. İşte akıyla karasıyla, zehiri balıyla, bizim köy: Okuyun bakalım, bizim demeye diliniz varacak mı?
-Sabahattin Eyuboğlu (Kitaplar dergisi)
İnsan Hayal ve Gerçek’i okurken, bu notların bir bozkır köyünden alınmış intibalarla yazılmış olduğunu unutuyor da, hatırada manzara manzara, olay olay, hikaye hikaye kalmış birçok köyün canlandığını hissediyor. “Alışveriş”i okurken, bir güney köyünde, bir nahiye müdürünün hüzünlü bir dille köyde kızların babaları tarafından nasıl satıldığını anlattığı bir kış gecesini hatırlıyor; seçime ait bölümlerde de muhtelif köyleri, muhtelif günleri ile yeniden yaşar gibi oluyorum. Her gelen hatibi sükûnetle dinleyen, alkışlayan, uğurlayan, fakat kararını hiç belli etmeden, göğsündeki küçük pusulanın oy sandığına gireceği günü bekleyen kadınlardan, erkeklerden müteşekkil halkalar, kümeler...
-Dr A. Ferhan Oğuzkan (Varlık)
Zamanımızda edebiyatın böylesine ancak ekmek gibi alınteriyle kazanılmış ve tadına varılmış bir kültürle varabiliyor. Mahmut Makal’ın düşüncesi iş ve gerçek kadar kitaplarla da yoğrulmuş. Ama kitaplar, birçok yazarımızda olduğu gibi, gerçeğin önüne perde çekecek yerde, mevcut perdeleri kaldırmaya yaramışlar. İşte akıyla karasıyla, zehiri balıyla, bizim köy: Okuyun bakalım, bizim demeye diliniz varacak mı?
-Sabahattin Eyuboğlu (Kitaplar dergisi)
İnsan Hayal ve Gerçek’i okurken, bu notların bir bozkır köyünden alınmış intibalarla yazılmış olduğunu unutuyor da, hatırada manzara manzara, olay olay, hikaye hikaye kalmış birçok köyün canlandığını hissediyor. “Alışveriş”i okurken, bir güney köyünde, bir nahiye müdürünün hüzünlü bir dille köyde kızların babaları tarafından nasıl satıldığını anlattığı bir kış gecesini hatırlıyor; seçime ait bölümlerde de muhtelif köyleri, muhtelif günleri ile yeniden yaşar gibi oluyorum. Her gelen hatibi sükûnetle dinleyen, alkışlayan, uğurlayan, fakat kararını hiç belli etmeden, göğsündeki küçük pusulanın oy sandığına gireceği günü bekleyen kadınlardan, erkeklerden müteşekkil halkalar, kümeler...
-Dr A. Ferhan Oğuzkan (Varlık)