Coğrafya öğrenimi gören Sedat Yalçın mesleğinin verdiği alışkanlıkla, doğayı gözlemlediği gibi yaşamı da izlemiştir: hem de çok dikkatli… Gören gözler için yaşantıları izlemek hem çok eğlenceli, aynı zamanda da üzüntü vericidir.
Sedat Yalçın uzun yıllar boyunca şahit olduğu yaşam kesitlerini, tüm açıklığıyla, objektif olarak ortaya koymak istemiştir bu kitabında. Çevre ne der baskısının, gelenek göreneklerin ezici ağırlığının, atalar neylerse güzel eyler saplantısının…insan üzerindeki yıpratıcı etkilerini örnekleriyle gözler önüne sermeye çalışmış; yürek ve zihin arasında kıvranan insan ruhunun çektiği acıları dile getirmiştir.
İnsan neslinin çektiği tüm acıların kaynağını, sahip olduğu ilkel zihin yapısına ve bu zihin yapısının Kâbil ve Hâbil'den beri hiç değişmemiş olmasına bağlar. Kurtuluşunu ise, İbn-i Arabi gibi, o da, ancak zihinsel bir devrimle (hızlı bir evrimle) mümkün olacağını ileri sürer. “Hayat Okulu Mezuniyet” isimli bu eser, Sedat Yalçın'ın altmış yıllık gözlemlerinin kaleme alınmış hâlinden ibarettir ve edebi bir iddiası yoktur.
Coğrafya öğrenimi gören Sedat Yalçın mesleğinin verdiği alışkanlıkla, doğayı gözlemlediği gibi yaşamı da izlemiştir: hem de çok dikkatli… Gören gözler için yaşantıları izlemek hem çok eğlenceli, aynı zamanda da üzüntü vericidir.
Sedat Yalçın uzun yıllar boyunca şahit olduğu yaşam kesitlerini, tüm açıklığıyla, objektif olarak ortaya koymak istemiştir bu kitabında. Çevre ne der baskısının, gelenek göreneklerin ezici ağırlığının, atalar neylerse güzel eyler saplantısının…insan üzerindeki yıpratıcı etkilerini örnekleriyle gözler önüne sermeye çalışmış; yürek ve zihin arasında kıvranan insan ruhunun çektiği acıları dile getirmiştir.
İnsan neslinin çektiği tüm acıların kaynağını, sahip olduğu ilkel zihin yapısına ve bu zihin yapısının Kâbil ve Hâbil'den beri hiç değişmemiş olmasına bağlar. Kurtuluşunu ise, İbn-i Arabi gibi, o da, ancak zihinsel bir devrimle (hızlı bir evrimle) mümkün olacağını ileri sürer. “Hayat Okulu Mezuniyet” isimli bu eser, Sedat Yalçın'ın altmış yıllık gözlemlerinin kaleme alınmış hâlinden ibarettir ve edebi bir iddiası yoktur.