Çeşitli din ve kültürlerde hayat, ölüm ve ölüm ötesi konusu, genel olarak metafizik ve fizik yaklaşım şeklinde iki damardan oluşmaktadır. Zaman içinde birbirlerini etkiledikleri ve bu etkileşimde eklektik görüşler ortaya konduğu görülmektedir. Bu mânada ilâhî vahye dayanan Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslâmiyet’in doğdukları ilk asırlarında insanın, nefis denen tek unsurlu bir varlık olarak her şeyiyle ölümlü bir canlı olduğu düşüncesi hâkimken, vahyin indiği ilk asırlardan uzaklaşıldıkça bu anlayışın değişerek ölümlü beden ve ölümsüz ruh şeklinde iki unsurlu insan inancına dönüştüğü görülmektedir. İnsan hayatı, biyoloji-bilinç düzleminde canlılıktır. İdraki, biyoloji-epistemoloji düzlemde akıl/kalptir. Ruhu, gayp-bilgi boyutunda vahiydir. Ölümü, bilinç-beden birlikteliğinde biyolojik canlılığın tükenmesidir (mevt/vefat). Yeniden dirilişi, Allah’ın yeniden ol emri sonucu akıl/kalp merkezli, biyolojik-psikolojik canlılığa sahip bedeninin (nefis) her şeyiyle yeniden yaratılmasıdır (i‘âde).
Çeşitli din ve kültürlerde hayat, ölüm ve ölüm ötesi konusu, genel olarak metafizik ve fizik yaklaşım şeklinde iki damardan oluşmaktadır. Zaman içinde birbirlerini etkiledikleri ve bu etkileşimde eklektik görüşler ortaya konduğu görülmektedir. Bu mânada ilâhî vahye dayanan Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslâmiyet’in doğdukları ilk asırlarında insanın, nefis denen tek unsurlu bir varlık olarak her şeyiyle ölümlü bir canlı olduğu düşüncesi hâkimken, vahyin indiği ilk asırlardan uzaklaşıldıkça bu anlayışın değişerek ölümlü beden ve ölümsüz ruh şeklinde iki unsurlu insan inancına dönüştüğü görülmektedir. İnsan hayatı, biyoloji-bilinç düzleminde canlılıktır. İdraki, biyoloji-epistemoloji düzlemde akıl/kalptir. Ruhu, gayp-bilgi boyutunda vahiydir. Ölümü, bilinç-beden birlikteliğinde biyolojik canlılığın tükenmesidir (mevt/vefat). Yeniden dirilişi, Allah’ın yeniden ol emri sonucu akıl/kalp merkezli, biyolojik-psikolojik canlılığa sahip bedeninin (nefis) her şeyiyle yeniden yaratılmasıdır (i‘âde).