Pek çoğumuz Hayati Vasfi Taşyürek’i
Yemeniye “kelik”, yoğurda “katık”
Bulgur pilavına “aş” derler bizde
Genç horoza “celfin”, pilice “ferik”
Kümese yollarken “kiş” derler bizde
mısralarıyla başlayan Lügatçemiz şiiriyle tanıdık. Bu şiir halk edebiyatında “ağız destanı” adını verdiğimiz yeni bir şiir türü geleneğini başlattı ve bu gelenek ülke geneline yayıldı.
Kahramanmaraş’ın çete bayramlarında onun destan türündeki şiirleri yankılandı gök kubbede. Er meydanlarında cazgırlar onun mısralarıyla coşturdular pehlivanları. İçine aşkın kıvılcımı düşen gençler duygularını onun lirik şiirleriyle fısıldadılar. Dönemin yozlaşan değerlerine ironik bir yaklaşımla dikkat çeken taşlamaları Anadolu insanının duygu ve düşüncelerine tercüman oldu. Bestekârların notalarında doyumsuz nağmeye dönüştü mısraları. O; Yesevi’nin çeşmesinden akmış, Mevlana’nın gözleriyle bakmış, Yunusların tezgâhından çıkmış bir şair olarak manevi dünyamızı besledi. Hülasa onun şiirlerinde Anadolu dile geldi.
Kişiliği, eserleri ve diğer şairler üzerindeki etkisiyle Kahramanmaraş’ın şairler şehri olmasında önemli bir payı olan Hayati Vasfi Taşyürek’in kitaplarının yayımlanmasından günümüze 50 yıl geçmiştir. Bu süre içinde yeni baskısı yapılmadığı için eserlerine ulaşmak pek mümkün olunmamakta, sınırlı sayıdaki şiirlerine ancak antolojilerde ulaşılabilmektedir. Oysa bir şairi anmanın, anlamanın ve yaşatmanın en doğru yolu onun eserlerini, şiirlerini okumaktır.
Merhum şairimiz Hayati Vasfi Taşyürek, ömrünün son demlerinde,
Gerisi ne gam ne keder olur
Bizden göçtükten sonra belki
Eserlerimizle ilgilenecek
Üç beş şiir sever bulunur
demişti bir şiirinde. İşte bu kadirşinas şahsiyetlerden biri olan şair ve yazar Mehmet Gözükara’nın, yakinen tanıdığı ve yakınında bulunduğu Hayati Vasfi’nin eserlerinden seçme yaparak en güzel şiirlerini bir araya getirdiği bu eser, değerli şairimizin günümüz nesli tarafından daha iyi tanınmasına, anlaşılmasına ve hatırlanmasına vesile olacaktır.
Gerek şair titizliğiyle şiirlerin seçimi ve konularına göre tasnif edilişi, gerekse yazım bakımından önceki basımlarda görülen hataların düzeltilmesi bakımından büyük bir ihtimam gösterilerek yayınlanan bu eserin şiir severlere hayırlı olmasını diliyorum.
Pek çoğumuz Hayati Vasfi Taşyürek’i
Yemeniye “kelik”, yoğurda “katık”
Bulgur pilavına “aş” derler bizde
Genç horoza “celfin”, pilice “ferik”
Kümese yollarken “kiş” derler bizde
mısralarıyla başlayan Lügatçemiz şiiriyle tanıdık. Bu şiir halk edebiyatında “ağız destanı” adını verdiğimiz yeni bir şiir türü geleneğini başlattı ve bu gelenek ülke geneline yayıldı.
Kahramanmaraş’ın çete bayramlarında onun destan türündeki şiirleri yankılandı gök kubbede. Er meydanlarında cazgırlar onun mısralarıyla coşturdular pehlivanları. İçine aşkın kıvılcımı düşen gençler duygularını onun lirik şiirleriyle fısıldadılar. Dönemin yozlaşan değerlerine ironik bir yaklaşımla dikkat çeken taşlamaları Anadolu insanının duygu ve düşüncelerine tercüman oldu. Bestekârların notalarında doyumsuz nağmeye dönüştü mısraları. O; Yesevi’nin çeşmesinden akmış, Mevlana’nın gözleriyle bakmış, Yunusların tezgâhından çıkmış bir şair olarak manevi dünyamızı besledi. Hülasa onun şiirlerinde Anadolu dile geldi.
Kişiliği, eserleri ve diğer şairler üzerindeki etkisiyle Kahramanmaraş’ın şairler şehri olmasında önemli bir payı olan Hayati Vasfi Taşyürek’in kitaplarının yayımlanmasından günümüze 50 yıl geçmiştir. Bu süre içinde yeni baskısı yapılmadığı için eserlerine ulaşmak pek mümkün olunmamakta, sınırlı sayıdaki şiirlerine ancak antolojilerde ulaşılabilmektedir. Oysa bir şairi anmanın, anlamanın ve yaşatmanın en doğru yolu onun eserlerini, şiirlerini okumaktır.
Merhum şairimiz Hayati Vasfi Taşyürek, ömrünün son demlerinde,
Gerisi ne gam ne keder olur
Bizden göçtükten sonra belki
Eserlerimizle ilgilenecek
Üç beş şiir sever bulunur
demişti bir şiirinde. İşte bu kadirşinas şahsiyetlerden biri olan şair ve yazar Mehmet Gözükara’nın, yakinen tanıdığı ve yakınında bulunduğu Hayati Vasfi’nin eserlerinden seçme yaparak en güzel şiirlerini bir araya getirdiği bu eser, değerli şairimizin günümüz nesli tarafından daha iyi tanınmasına, anlaşılmasına ve hatırlanmasına vesile olacaktır.
Gerek şair titizliğiyle şiirlerin seçimi ve konularına göre tasnif edilişi, gerekse yazım bakımından önceki basımlarda görülen hataların düzeltilmesi bakımından büyük bir ihtimam gösterilerek yayınlanan bu eserin şiir severlere hayırlı olmasını diliyorum.