“Ah şu sineklerde olmasa… Senin gibi aç onlar da. Elini kaldırıp kovalayacak gücün kalmamış. Bırak kalsınlar göz pınarlarında. Daha fazla yorulma. Sadece bir kemiğin kalmış bir de derin. Ben anneyim; siyah, kıvırcık saçlı küçük çocuk. Senin için ne yapmam lazımsa, diğer anneler gibi yapmaya hazırım. Sen başını bağrıma yasla ve iste. Biliyorum, en önce annen için olacak isteklerin.”
Hilal Altınova hayatta her gün rastlanılan ama bir türlü dile gelmemiş düşüncelerin sesi oluyor. Her kitap bir başlangıçsa hayata yeni bir başlangıç yapmak için bu satırlarda düşüncelerinizin dolaşmasına izin verin. Yazarın da dediği gibi… “Kalbinin yarasına merhem olarak kitap sürmek istersen elindeki kitapla başla!”
“Ah şu sineklerde olmasa… Senin gibi aç onlar da. Elini kaldırıp kovalayacak gücün kalmamış. Bırak kalsınlar göz pınarlarında. Daha fazla yorulma. Sadece bir kemiğin kalmış bir de derin. Ben anneyim; siyah, kıvırcık saçlı küçük çocuk. Senin için ne yapmam lazımsa, diğer anneler gibi yapmaya hazırım. Sen başını bağrıma yasla ve iste. Biliyorum, en önce annen için olacak isteklerin.”
Hilal Altınova hayatta her gün rastlanılan ama bir türlü dile gelmemiş düşüncelerin sesi oluyor. Her kitap bir başlangıçsa hayata yeni bir başlangıç yapmak için bu satırlarda düşüncelerinizin dolaşmasına izin verin. Yazarın da dediği gibi… “Kalbinin yarasına merhem olarak kitap sürmek istersen elindeki kitapla başla!”