Geçmişin hayaletlerinden kurtulabilmek... Ya da bir gün yeniden dirilmeleri umuduyla toprağı kazıp en derine gömebilmek onları. Yaşananları, bir daha geriye bakmamak üzere unutabilmek... Ta ki anılar belleği zorlayana, eller kaleme kendiliğinden uzanana dek.
Jorge Semprun, Buchenwald Toplama Kampı'nın bacalarından tüten yoğun gri dumanın gölgesinde, yirmi yaşındaki gözüpek militan Semprun'a bakıyor. Zaman, mekân ve acının büründüğü farklı şekiller arasında derin yarıklar açarak ilerliyor; orada bir yerlerde bedenle bilinç arasındaki ayrışmayı zorunlu kılan bir gerçekle yüz yüze geliyor: işkence. Utanç, gurur, kin ve öfkenin ötesini; işkenceciye suskunlukla direnme cüretini, kardeşliği, dayanışmanın sağaltıc ılığını ve var oluşun ta kendisini görüyor bu deneyimde.
Hayatta Kalma Alıştırmaları, Régis Debray önsözüyle, ölüme rağmen açık edilmemiş sırlar ve dimdik, mutlak bir suskunlukla biçareliği tersyüz edebilmenin ismiyle müsemma anlatısı...
Geçmişin hayaletlerinden kurtulabilmek... Ya da bir gün yeniden dirilmeleri umuduyla toprağı kazıp en derine gömebilmek onları. Yaşananları, bir daha geriye bakmamak üzere unutabilmek... Ta ki anılar belleği zorlayana, eller kaleme kendiliğinden uzanana dek.
Jorge Semprun, Buchenwald Toplama Kampı'nın bacalarından tüten yoğun gri dumanın gölgesinde, yirmi yaşındaki gözüpek militan Semprun'a bakıyor. Zaman, mekân ve acının büründüğü farklı şekiller arasında derin yarıklar açarak ilerliyor; orada bir yerlerde bedenle bilinç arasındaki ayrışmayı zorunlu kılan bir gerçekle yüz yüze geliyor: işkence. Utanç, gurur, kin ve öfkenin ötesini; işkenceciye suskunlukla direnme cüretini, kardeşliği, dayanışmanın sağaltıc ılığını ve var oluşun ta kendisini görüyor bu deneyimde.
Hayatta Kalma Alıştırmaları, Régis Debray önsözüyle, ölüme rağmen açık edilmemiş sırlar ve dimdik, mutlak bir suskunlukla biçareliği tersyüz edebilmenin ismiyle müsemma anlatısı...