
Bir damla kar tanesi düştü yeryüzüne. Toprağın bağrına girip bütün bitkileri ve hayvanları öldürdü. Ekinler çıkmadı, okyanusların suları çekildi, güneş doğmadı ve kara bulutlar sardı her tarafı. Üstün soylular büyük acılar çekerek can verdi ve insanların hüküm sürdüğü dünya son buldu.
Kırk yıl boyunca karanlığa büründü her yer. Kırk yılın sonunda bir damla yağmur tanesi indi yeryüzüne. Ardından bir başlangıç çiçeği filizlendi kurumuş toprağın bağrından. Yaprakları hayata açıldığında içinde çırılçıplak bir kraliçe arı yatıyordu. Sonra başka bir çiçeğin içinden rengârenk dişi bir kelebek gözlerini açtı dünyaya. Ardından yeni çiçekler, yeni ağaçlar ve içinde yeni umutlar vardı.
Balçıkların arasında bir timsah gördü insanları yine birbirleri ile kavga ettikleri sırada. Bağırıyor, ağlıyor, gülüyor ve tuhaf hareketler yapıp birbirlerine zarar veriyorlardı. Yaratıcı insanlara bahşettiği aklı onlardan alıp hayvanlara vermişti. Hayvanlar akıllı, insanlar akılsızdı artık.
Bir damla kar tanesi düştü yeryüzüne. Toprağın bağrına girip bütün bitkileri ve hayvanları öldürdü. Ekinler çıkmadı, okyanusların suları çekildi, güneş doğmadı ve kara bulutlar sardı her tarafı. Üstün soylular büyük acılar çekerek can verdi ve insanların hüküm sürdüğü dünya son buldu.
Kırk yıl boyunca karanlığa büründü her yer. Kırk yılın sonunda bir damla yağmur tanesi indi yeryüzüne. Ardından bir başlangıç çiçeği filizlendi kurumuş toprağın bağrından. Yaprakları hayata açıldığında içinde çırılçıplak bir kraliçe arı yatıyordu. Sonra başka bir çiçeğin içinden rengârenk dişi bir kelebek gözlerini açtı dünyaya. Ardından yeni çiçekler, yeni ağaçlar ve içinde yeni umutlar vardı.
Balçıkların arasında bir timsah gördü insanları yine birbirleri ile kavga ettikleri sırada. Bağırıyor, ağlıyor, gülüyor ve tuhaf hareketler yapıp birbirlerine zarar veriyorlardı. Yaratıcı insanlara bahşettiği aklı onlardan alıp hayvanlara vermişti. Hayvanlar akıllı, insanlar akılsızdı artık.