Sigmund Freud’un 1920 tarihli “Haz İlkesinin Ötesinde” makalesi ile teorik bakış açısı önemli ölçüde değişmiştir. Freud daha önce insan davranışlarının çoğunu cinsel içgüdüye (Eros veya libido) bağlamıştı. Bu denemede, insan davranışının bir başka güdüleyicisi olarak ölüm dürtüsünü (thanatos) dâhil ederek haz ilkesinin ötesine geçmiştir. Freud’un bu makalesi onun en karmaşık yazılarından biri olarak kabul edilir.
“Ego ve İd” ise psikanalizin gelişiminde temel öneme sahip olan id, ego ve süper egonun psikodinamiğine ilişkin teorilerini ana hatlarıyla ortaya koyan, insan ruhunun analitik bir çalışmasıdır. Çalışma yıllar süren araştırmalarla yürütülmüş ve ilk olarak 1923 yılında yayımlanmıştır. “Ego ve İd”, hem patolojik hem de patolojik olmayan çeşitli (veya belki de tüm) psikolojik koşulları açıklamak için temel olarak bir akıl yürütme çizgisi geliştirir.
Sigmund Freud’un 1920 tarihli “Haz İlkesinin Ötesinde” makalesi ile teorik bakış açısı önemli ölçüde değişmiştir. Freud daha önce insan davranışlarının çoğunu cinsel içgüdüye (Eros veya libido) bağlamıştı. Bu denemede, insan davranışının bir başka güdüleyicisi olarak ölüm dürtüsünü (thanatos) dâhil ederek haz ilkesinin ötesine geçmiştir. Freud’un bu makalesi onun en karmaşık yazılarından biri olarak kabul edilir.
“Ego ve İd” ise psikanalizin gelişiminde temel öneme sahip olan id, ego ve süper egonun psikodinamiğine ilişkin teorilerini ana hatlarıyla ortaya koyan, insan ruhunun analitik bir çalışmasıdır. Çalışma yıllar süren araştırmalarla yürütülmüş ve ilk olarak 1923 yılında yayımlanmıştır. “Ego ve İd”, hem patolojik hem de patolojik olmayan çeşitli (veya belki de tüm) psikolojik koşulları açıklamak için temel olarak bir akıl yürütme çizgisi geliştirir.