Kutlu Elçi’nin Annesi:
Hazret-i ÂMİNE
Son birkaç yıldır ülkemizde yayıncılarımız, yazarla-rımız, mütercimlerimiz âlemlerin Sultanı Peygam-beri Zîşan Efendimizle ilgili kitapları yayınlamakta o kadar cömert davrandılar ki, ilk matbaanın çarkları dönmeye başlamasından bu zamana kadar yayın-lanan kitapların toplamından daha fazla yayın ya-pıldı. Bu yayınlarla O’nun kutlu ümmeti O’na olan derin özlemini gidermeye, O’nu daha iyi, daha derinden tanımaya çalıştı. O’nun gibi yaşayabil-mek için, O’nun kutlu mirasına sahip çıkabilmek için adeta birbirleriyle yarıştılar.
Ancak bu fedakârca çalışmalarda bir şey eksikti. “Anam babam sana feda olsun!” dedikleri Yüce Önderlerini doğuran, bu âleme emanet eden, İnsanlığın kurtuluşuna bir müjde olarak doğması-na vesile olan Kutlu Elçi’nin annesi ÂMİNE anne-mizle ilgili hiçbir yayın yapılmadı. Dahası bunca yıldır Hz. Âmine annemizle alakalı ciddi bir çalışma, bir araştırma da yapılamadı, yayınlanamadı. İşte bu eksikliğimizi (tabir caizse ayıbımızı) ilk defa ERGUVAN YAYINEVİ GİDERDİ VE BU KONUDA BİR OTORİTE OLAN, YAZILDIĞINDAN BU YANA Mı-sır’da üç ayrı yayınevince defalarca yayınlanan Prof. Dr. Aişe Abdurrahman’ın HAZRET-İ ÂMİNE kitabını okuyucularına bir pırlanta olarak, bir şahe-ser olarak armağan etti.
İlk defa (2007) bu kapsamda ve ciddiyette bir araştırmanın eseri olarak yayınlanan bu kitabı okurken çok duygulu anlar yaşayacak ve Hazret-i Âmine annemizi bu kadar yakından tanıma imkânı, fırsatı bulacaksınız.
Peygamber aşığı bir kadın yazar olan Prof. Dr. Âişe Abdurrahman, Kutlu Elçi’nin saygıdeğer annesi Âmine hanımı anlattığı eserine şöyle bir münâcaâtla başlıyor:
Anneciğim Âmine!
Senin aziz evladın, “Cennet annelerin ayakları altındadır” derken, ezelden ebede bütün zaman-ların şeref ve haysiyeti olan ‘mukaddes annelik Taç’ını sana giydirmekteydi. (Devamı kitapta)
Kutlu Elçi’nin Annesi:
Hazret-i ÂMİNE
Son birkaç yıldır ülkemizde yayıncılarımız, yazarla-rımız, mütercimlerimiz âlemlerin Sultanı Peygam-beri Zîşan Efendimizle ilgili kitapları yayınlamakta o kadar cömert davrandılar ki, ilk matbaanın çarkları dönmeye başlamasından bu zamana kadar yayın-lanan kitapların toplamından daha fazla yayın ya-pıldı. Bu yayınlarla O’nun kutlu ümmeti O’na olan derin özlemini gidermeye, O’nu daha iyi, daha derinden tanımaya çalıştı. O’nun gibi yaşayabil-mek için, O’nun kutlu mirasına sahip çıkabilmek için adeta birbirleriyle yarıştılar.
Ancak bu fedakârca çalışmalarda bir şey eksikti. “Anam babam sana feda olsun!” dedikleri Yüce Önderlerini doğuran, bu âleme emanet eden, İnsanlığın kurtuluşuna bir müjde olarak doğması-na vesile olan Kutlu Elçi’nin annesi ÂMİNE anne-mizle ilgili hiçbir yayın yapılmadı. Dahası bunca yıldır Hz. Âmine annemizle alakalı ciddi bir çalışma, bir araştırma da yapılamadı, yayınlanamadı. İşte bu eksikliğimizi (tabir caizse ayıbımızı) ilk defa ERGUVAN YAYINEVİ GİDERDİ VE BU KONUDA BİR OTORİTE OLAN, YAZILDIĞINDAN BU YANA Mı-sır’da üç ayrı yayınevince defalarca yayınlanan Prof. Dr. Aişe Abdurrahman’ın HAZRET-İ ÂMİNE kitabını okuyucularına bir pırlanta olarak, bir şahe-ser olarak armağan etti.
İlk defa (2007) bu kapsamda ve ciddiyette bir araştırmanın eseri olarak yayınlanan bu kitabı okurken çok duygulu anlar yaşayacak ve Hazret-i Âmine annemizi bu kadar yakından tanıma imkânı, fırsatı bulacaksınız.
Peygamber aşığı bir kadın yazar olan Prof. Dr. Âişe Abdurrahman, Kutlu Elçi’nin saygıdeğer annesi Âmine hanımı anlattığı eserine şöyle bir münâcaâtla başlıyor:
Anneciğim Âmine!
Senin aziz evladın, “Cennet annelerin ayakları altındadır” derken, ezelden ebede bütün zaman-ların şeref ve haysiyeti olan ‘mukaddes annelik Taç’ını sana giydirmekteydi. (Devamı kitapta)