“Tinin Merdiveni” uyuyan, “taşlaşmış Tin” olarak Tinin, doğada çoktan sergilemiş olduğu arı varlığını aşarak, kendi hakikatine Saltık İdenin kozmik gerçekliğinde ulaşması sürecini; kendini insansal varoluşun bütün form ve aşamalarında serimleyen bu öz-çelişkili mantıksal süreci, anlatan bir eğretilemedir.
Tin toplumcul insan için genelde bilinçtir ve nesnesinin onun kendisi-için-varlığı olduğu uğrakta, o Özbilinçtir; “varlık olan ‘Ben' ve ‘Ben' olan varlık” olarak, o artık arı özbilinçtir. Tümel özbilincin gerçekliği Tarihtir. Kendini bilecek denli gelişmiş olan Tin Bilimdir ve tinin öz-bilgisi (philo-sophia, bilgelik-sevgisi, olarak değil) bilim-olarak-felsefedir. Tin bir topluluğun, kendi tinine değgin öte-sezgisi ve söylemi olarak (öznel, yani hakiki) Din görünümüyle kendini gösterir ki, bu durumuyla o “uyuklayan bilinç”tir. Dolayımsız hakikati içinde, Tin bir halkın törel yaşamıdır; edimsel töz olarak bir halktır, edimsel bilinç olarak yurttaştır (ki tümel olarak gerçekleşimi, en yüksek törellik olan Devlettir, ve Devlet hakiki ve yetkin öz-pekinliğe ulaşmış nesnel Tindir) ve bu bağlamda, bir dünya olan bireydir, tikel (öznel) özgürlüğünü kendinde ve ötekinde gerçekleştirmiş olan Tindir; artık, edimsel bakımdan “bir Biz olan bir Ben, ve bir Ben olan bir Biz”dir. Tinin, hakiki törel anlam ve bağlamı budur; yaşayan törel dünya onun hakikatidir.
“Tinin Merdiveni” uyuyan, “taşlaşmış Tin” olarak Tinin, doğada çoktan sergilemiş olduğu arı varlığını aşarak, kendi hakikatine Saltık İdenin kozmik gerçekliğinde ulaşması sürecini; kendini insansal varoluşun bütün form ve aşamalarında serimleyen bu öz-çelişkili mantıksal süreci, anlatan bir eğretilemedir.
Tin toplumcul insan için genelde bilinçtir ve nesnesinin onun kendisi-için-varlığı olduğu uğrakta, o Özbilinçtir; “varlık olan ‘Ben' ve ‘Ben' olan varlık” olarak, o artık arı özbilinçtir. Tümel özbilincin gerçekliği Tarihtir. Kendini bilecek denli gelişmiş olan Tin Bilimdir ve tinin öz-bilgisi (philo-sophia, bilgelik-sevgisi, olarak değil) bilim-olarak-felsefedir. Tin bir topluluğun, kendi tinine değgin öte-sezgisi ve söylemi olarak (öznel, yani hakiki) Din görünümüyle kendini gösterir ki, bu durumuyla o “uyuklayan bilinç”tir. Dolayımsız hakikati içinde, Tin bir halkın törel yaşamıdır; edimsel töz olarak bir halktır, edimsel bilinç olarak yurttaştır (ki tümel olarak gerçekleşimi, en yüksek törellik olan Devlettir, ve Devlet hakiki ve yetkin öz-pekinliğe ulaşmış nesnel Tindir) ve bu bağlamda, bir dünya olan bireydir, tikel (öznel) özgürlüğünü kendinde ve ötekinde gerçekleştirmiş olan Tindir; artık, edimsel bakımdan “bir Biz olan bir Ben, ve bir Ben olan bir Biz”dir. Tinin, hakiki törel anlam ve bağlamı budur; yaşayan törel dünya onun hakikatidir.