Bu eser Mutlak ile Varlık arasındaki ilişkiyi düşünüyor. Mutlak deneyimleyebileceğimiz bir sonlu, belirli varlık değil, diğer varolanlar arasında bir varolan değil, varlığın özelliklerini ölçü olarak aldığımızda ona “yok” demek gerekir. Metafizik düşünce Mutlak’ı daha çok soyut, mükemmel Sonsuz olarak düşünmeye meyleder. Böylece bir tezat ve yazarın sorusu ortaya çıkar: Soyut ve mutlak olarak belirsiz bir yokluk ile somut ve belirli bir varlık arasındaki ilişki nedir? Nasıl ki varlıkta değişim, geçicilik, varolan bir şeyin yokolması gerçeği ile yüzleşmek zorundayız, sonlu ile sonsuz; bir başka ifadeyle varlık ile mutlak arasındaki ilişkiyi de anlamaya çalışmak zorundayız.
Eser iki çok önemli düşünürü birlikte karşılaştırmalı olarak ele alıyor: Hegel ve Levinas. Fakat bize Levinas’ı veya Hegel’i tarihsel bir bakışla veya bir eserin içeriğini açıklamak amacıyla şerh etmiyor, bir problem çerçevesinde bir tartışma yapıyor. Yazar, karşılaştırmanın ortaya koyduğu ikilik çerçevesinde kalmıyor, o ikiliğin dışında bir üçüncü konuma işaret ediyor ve böylece kendi felsefi bakış açısını da tartışmaya dâhil ediyor.
Bu eser Mutlak ile Varlık arasındaki ilişkiyi düşünüyor. Mutlak deneyimleyebileceğimiz bir sonlu, belirli varlık değil, diğer varolanlar arasında bir varolan değil, varlığın özelliklerini ölçü olarak aldığımızda ona “yok” demek gerekir. Metafizik düşünce Mutlak’ı daha çok soyut, mükemmel Sonsuz olarak düşünmeye meyleder. Böylece bir tezat ve yazarın sorusu ortaya çıkar: Soyut ve mutlak olarak belirsiz bir yokluk ile somut ve belirli bir varlık arasındaki ilişki nedir? Nasıl ki varlıkta değişim, geçicilik, varolan bir şeyin yokolması gerçeği ile yüzleşmek zorundayız, sonlu ile sonsuz; bir başka ifadeyle varlık ile mutlak arasındaki ilişkiyi de anlamaya çalışmak zorundayız.
Eser iki çok önemli düşünürü birlikte karşılaştırmalı olarak ele alıyor: Hegel ve Levinas. Fakat bize Levinas’ı veya Hegel’i tarihsel bir bakışla veya bir eserin içeriğini açıklamak amacıyla şerh etmiyor, bir problem çerçevesinde bir tartışma yapıyor. Yazar, karşılaştırmanın ortaya koyduğu ikilik çerçevesinde kalmıyor, o ikiliğin dışında bir üçüncü konuma işaret ediyor ve böylece kendi felsefi bakış açısını da tartışmaya dâhil ediyor.