Tıp biliminin gelişmesiyle birlikte tıbbi uygulamalara olan güven de hızla artış göstermiştir. Tıbbi uygulamalardaki çeşitlilik hekimlerin insan yaşamındaki önemini de artırmıştır. Bireylerin hayatına ve kişilik haklarına doğrudan müdahalede bulunan hekimlerin, dikkat ve özen yükümlülüğü oldukça fazladır. Tıp bilimi her ne kadar bireylerin sağlığını korumayı, geliştirmeyi ve iyileştirmeyi amaçlamakta ise de bazı durumlarda zarar verici boyuta ulaşabilmektedir. Hekimlerin ve diğer sağlık çalışanlarının katıldığı teşhis ve tedavi sürecinde sağlık garantisi verme imkanı bulunmamakla birlikte tıp biliminin gereklerine en uygun teşhis ve tedavi yöntemlerini uygulamakla yükümlü oldukları açıktır. Hatalı bir teşhisin hatalı bir tedaviyi beraberinde getireceği ve hastanın sağlığına zarar verilebileceği gözetilmelidir. Hukuki düzenlemelere tabi tutulan bazı tıbbi müdahaleler açısından hekimlere özel yükümlülükler getirilmiş ve ihlali yaptırıma bağlanmıştır. Tıp hukuku açısından yasal düzenlemelerdeki eksiklik yaptırım tedirginliği içerisinde bulunan hekimleri görevi ifadan kaçınmaya ve defansif tıp uygulamalarına sevk etmiştir.
Tıbbi uygulama hatalarının varlığı ile birlikte gerek hastalar gerekse hekimler açısından hukuki korunma konusunda mevzuat eksikliğinin yanı sıra bilgi eksikliği de söz konusudur. Hastalar hatalı tıbbi uygulamalara karşı hakkını aramak konusunda çekingen kalmakta hekimler ise hukuki ve cezai yaptırım tedirginliği içerisinde görevlerini rahatlıkla yerine getirememektedirler. Bu çalışmada tıbbi uygulamalarda dikkat edilmesi gerekenler ve hangi durumlarda hekimin cezai sorumluluğunun doğacağı açıklanarak, ceza hukuku açısından özellik arz eden tıbbi müdahaleler hakkında hekimlerin uyması gereken kurallara ulusal ve uluslararası mevzuat çerçevesinde açıklık getirilmiştir.
Tıp biliminin gelişmesiyle birlikte tıbbi uygulamalara olan güven de hızla artış göstermiştir. Tıbbi uygulamalardaki çeşitlilik hekimlerin insan yaşamındaki önemini de artırmıştır. Bireylerin hayatına ve kişilik haklarına doğrudan müdahalede bulunan hekimlerin, dikkat ve özen yükümlülüğü oldukça fazladır. Tıp bilimi her ne kadar bireylerin sağlığını korumayı, geliştirmeyi ve iyileştirmeyi amaçlamakta ise de bazı durumlarda zarar verici boyuta ulaşabilmektedir. Hekimlerin ve diğer sağlık çalışanlarının katıldığı teşhis ve tedavi sürecinde sağlık garantisi verme imkanı bulunmamakla birlikte tıp biliminin gereklerine en uygun teşhis ve tedavi yöntemlerini uygulamakla yükümlü oldukları açıktır. Hatalı bir teşhisin hatalı bir tedaviyi beraberinde getireceği ve hastanın sağlığına zarar verilebileceği gözetilmelidir. Hukuki düzenlemelere tabi tutulan bazı tıbbi müdahaleler açısından hekimlere özel yükümlülükler getirilmiş ve ihlali yaptırıma bağlanmıştır. Tıp hukuku açısından yasal düzenlemelerdeki eksiklik yaptırım tedirginliği içerisinde bulunan hekimleri görevi ifadan kaçınmaya ve defansif tıp uygulamalarına sevk etmiştir.
Tıbbi uygulama hatalarının varlığı ile birlikte gerek hastalar gerekse hekimler açısından hukuki korunma konusunda mevzuat eksikliğinin yanı sıra bilgi eksikliği de söz konusudur. Hastalar hatalı tıbbi uygulamalara karşı hakkını aramak konusunda çekingen kalmakta hekimler ise hukuki ve cezai yaptırım tedirginliği içerisinde görevlerini rahatlıkla yerine getirememektedirler. Bu çalışmada tıbbi uygulamalarda dikkat edilmesi gerekenler ve hangi durumlarda hekimin cezai sorumluluğunun doğacağı açıklanarak, ceza hukuku açısından özellik arz eden tıbbi müdahaleler hakkında hekimlerin uyması gereken kurallara ulusal ve uluslararası mevzuat çerçevesinde açıklık getirilmiştir.