Mahremiyet hakkı; en temel insan haklarından biri olup, bu hakkın etkin şekilde korunabilmesi için gerek uluslararası gerekse ulusal alanda çeşitli mevzuatlar çerçevesinde birtakım adımlar atılmıştır. Özellikle hastaların mahremiyeti, tıp dünyasında sıklıkla ihlal edilen bir hasta hakkıdır. Bu ihlalin temel sebebi, hekimlerin hasta mahremiyeti konusunda yeterli bilgi birikimine sahip olmaması ve mevzuatların mahremiyet hakkını korumaya yeterince elverişli olmamasından kaynaklanmaktadır.
Kitabımızın ilk bölümünde insan haklarının yanı sıra, sağlık ve hasta hakları incelenmiştir. İkinci bölümde ise mahremiyet kavramı ile birlikte hasta mahremiyetinin temelini oluşturan kişisel sağlık verilerinin korunabilmesinin önemi vurgulanmış ve bu kapsamda Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’ndaki eksik hususlara eleştiri getirilmiştir. Üçüncü bölümde, hastaların mahremiyet hakkının korunabilmesi için hekimlerin sır saklama yükümlülüklerinin önemine değinilmiş ve bu kapsamdaki istisnai durumlar inceleme altına alınmıştır. Dördüncü bölümde, hekimin sır saklama yükümlülüğünün ihlali neticesinde Türk Ceza Kanunu kapsamında, gündeme gelen 135, 136, 137 ve 138. maddelerindeki suçlara değinilmiştir. Son bölümse ise, günümüz toplumunda oldukça önyargı ile karşılaşan HIV/AIDS hastalarının mahremiyet ihlalleri, hastalığın eşe/eş adayına bildirilmesinde hekimlerin karşılaştığı etik ikilemler ve hastaların mahremiyetlerinin hangi durumlarda sınırlandırılabileceği açıklanacaktır.
Mahremiyet hakkı; en temel insan haklarından biri olup, bu hakkın etkin şekilde korunabilmesi için gerek uluslararası gerekse ulusal alanda çeşitli mevzuatlar çerçevesinde birtakım adımlar atılmıştır. Özellikle hastaların mahremiyeti, tıp dünyasında sıklıkla ihlal edilen bir hasta hakkıdır. Bu ihlalin temel sebebi, hekimlerin hasta mahremiyeti konusunda yeterli bilgi birikimine sahip olmaması ve mevzuatların mahremiyet hakkını korumaya yeterince elverişli olmamasından kaynaklanmaktadır.
Kitabımızın ilk bölümünde insan haklarının yanı sıra, sağlık ve hasta hakları incelenmiştir. İkinci bölümde ise mahremiyet kavramı ile birlikte hasta mahremiyetinin temelini oluşturan kişisel sağlık verilerinin korunabilmesinin önemi vurgulanmış ve bu kapsamda Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’ndaki eksik hususlara eleştiri getirilmiştir. Üçüncü bölümde, hastaların mahremiyet hakkının korunabilmesi için hekimlerin sır saklama yükümlülüklerinin önemine değinilmiş ve bu kapsamdaki istisnai durumlar inceleme altına alınmıştır. Dördüncü bölümde, hekimin sır saklama yükümlülüğünün ihlali neticesinde Türk Ceza Kanunu kapsamında, gündeme gelen 135, 136, 137 ve 138. maddelerindeki suçlara değinilmiştir. Son bölümse ise, günümüz toplumunda oldukça önyargı ile karşılaşan HIV/AIDS hastalarının mahremiyet ihlalleri, hastalığın eşe/eş adayına bildirilmesinde hekimlerin karşılaştığı etik ikilemler ve hastaların mahremiyetlerinin hangi durumlarda sınırlandırılabileceği açıklanacaktır.