Kapitalizm vahşileşerek hiperkapitalizme dönüşürken, önce markalar insanların onaylanması, statü kazanması ve kabul görmesi için tüketilmesi gereken metalar haline dönüştürüldü.
Sonrasında yaşanan teknolojik gelişmeler, siber alanlar, sosyal medya platformları, başkaları tarafından sürekli beslenen sürdürülebilir kaygılar ve dayatılan görünür olma zorunluluğu insanların kendilerini de birer metaya dönüştürmesine neden oldu.
Sosyal medyada kendini olmak istediği gibi yeniden yaratan insan, giderek kendi gerçekliğine yabancılaştı.
Bu kitap biricik ve özel olduğunu düşünürken birbirinin kopyası haline gelen, özgünlüğünü yitiren insanın, sistem tarafından sömürülürken kendine yabancılaşmasının hikâyesini tarihsel verilerin de ışığı altında anlatıyor.
Kapitalizm vahşileşerek hiperkapitalizme dönüşürken, önce markalar insanların onaylanması, statü kazanması ve kabul görmesi için tüketilmesi gereken metalar haline dönüştürüldü.
Sonrasında yaşanan teknolojik gelişmeler, siber alanlar, sosyal medya platformları, başkaları tarafından sürekli beslenen sürdürülebilir kaygılar ve dayatılan görünür olma zorunluluğu insanların kendilerini de birer metaya dönüştürmesine neden oldu.
Sosyal medyada kendini olmak istediği gibi yeniden yaratan insan, giderek kendi gerçekliğine yabancılaştı.
Bu kitap biricik ve özel olduğunu düşünürken birbirinin kopyası haline gelen, özgünlüğünü yitiren insanın, sistem tarafından sömürülürken kendine yabancılaşmasının hikâyesini tarihsel verilerin de ışığı altında anlatıyor.