Rüzgâr her estiğinde kulağıma “Yosi, Kenan, Süreyya, Fatima, Toni, Maria, Theodora, Konstantin, Nalan ve Serkan,” diyordu sanki. Pişmanlıklarım mıydı, günahlarımın izini sürmemi isteyen? Hep kötülerin ödüllendirildiği bir dünyada, ben de kötüysem neden cezalandırılıyordum? Beyrut’ta başlayıp, İstanbul’da biten Hepsi ve Ben, kahramanların kendi iç dünyalarında ilmek ilmek yarattıkları umutlarla dolu adada; resmettikleri, zarif, göz alıcı bir güzellik; nazarlardan sakladıkları mis kokulu bir bahçenin hikâyesidir.
Rüzgâr her estiğinde kulağıma “Yosi, Kenan, Süreyya, Fatima, Toni, Maria, Theodora, Konstantin, Nalan ve Serkan,” diyordu sanki. Pişmanlıklarım mıydı, günahlarımın izini sürmemi isteyen? Hep kötülerin ödüllendirildiği bir dünyada, ben de kötüysem neden cezalandırılıyordum? Beyrut’ta başlayıp, İstanbul’da biten Hepsi ve Ben, kahramanların kendi iç dünyalarında ilmek ilmek yarattıkları umutlarla dolu adada; resmettikleri, zarif, göz alıcı bir güzellik; nazarlardan sakladıkları mis kokulu bir bahçenin hikâyesidir.