Dış dünyaya ait nesnel verilerin aktarımında olduğu kadar, insanın iç dünyasının şekillenmesinde ve dışavurumunda dilin vazgeçilmez bir unsur olduğu su götürmez bir gerçektir. O, insanların düşünce dünyasını biçimlendirir, konuşmak için her türlü teçhizata sahip bir canlıya mucizevi bir güç katar. Kendisine sahip olanları bir arada tutar, diğerlerini çemberin dışında tutar. O hem ayırıcı hem de bütünleyici bir güce sahiptir. Yaşar, gelişir ve kendisini konuşanların takındıkları tavra göre yoluna deva eder ya da ölür.
İnsanoğlu, günlük yaşamın sıradan meselelerini onunla abideler haline getirir. Onun sayesinde türdeşleriyle anlaşır, kimi zaman ona sihir kıvamı katarak karşısındakini mest eder. Bu fonksiyonlara sahip olan Türk dilinin, her yönüyle bilinip tanınması, ifade imkânlarından haberdar olunması sayesinde bireyler, dil hususunda belirli bir farkındalık seviyesini temsil ederler. Tıpkı oturup kalkmada, yiyip içmede izlenen yolun yere ve zamana göre değişiklik arz etmesi gibi dilin de değişik görünümleri mevcuttur. Öncelikle yazılı ve sözlü dil arasında belirgin farklılıklar bulunur. Her an işlenmeye ve gelişmeye açık olan, vurgu ve tonlama yoluyla farklı ifade imkanları sunan sözlü iletişimin hemen yanında, kayıt altına alınarak durağanlaştırılmış, satıhlara aktarılarak üretildiği anın malı olmuş yazılı iletişim bulunur. Bunlarla birlikte, içinde bulunulan duruma ve makama uygun olarak farklı tonlar kazanan, her bir mesleğin ya da özel grubun kendi özelliklerini yansıtan ifade tarzları yer alır. Elinizdeki çalışmada Türk dilinin yazılı ve sözlü imkanları, bunlara dair müstesna örneklerle izah edilmiş ve okuyucuya dil hassasiyeti kazandırılma yoluna gidilmiştir.
Kitapta okuyucunun ezbere ve teferruata boğulmadan Türk dilinin birçok özelliği ile tanışması hedeflenmiş, bu dilin yazılı ve sözlü olarak etkili biçimde kullanılması için gerekli donanım verilmeye çalışılmıştır. Ele alınan konuya en uygun örnekler tespit edilerek okuyup haz duymak isteyen herkese bir kapı aralanmıştır. Bu sayede donuk ve sıkıcı değil, dinamik ve eğitici bir yol izlenmiştir.
Dış dünyaya ait nesnel verilerin aktarımında olduğu kadar, insanın iç dünyasının şekillenmesinde ve dışavurumunda dilin vazgeçilmez bir unsur olduğu su götürmez bir gerçektir. O, insanların düşünce dünyasını biçimlendirir, konuşmak için her türlü teçhizata sahip bir canlıya mucizevi bir güç katar. Kendisine sahip olanları bir arada tutar, diğerlerini çemberin dışında tutar. O hem ayırıcı hem de bütünleyici bir güce sahiptir. Yaşar, gelişir ve kendisini konuşanların takındıkları tavra göre yoluna deva eder ya da ölür.
İnsanoğlu, günlük yaşamın sıradan meselelerini onunla abideler haline getirir. Onun sayesinde türdeşleriyle anlaşır, kimi zaman ona sihir kıvamı katarak karşısındakini mest eder. Bu fonksiyonlara sahip olan Türk dilinin, her yönüyle bilinip tanınması, ifade imkânlarından haberdar olunması sayesinde bireyler, dil hususunda belirli bir farkındalık seviyesini temsil ederler. Tıpkı oturup kalkmada, yiyip içmede izlenen yolun yere ve zamana göre değişiklik arz etmesi gibi dilin de değişik görünümleri mevcuttur. Öncelikle yazılı ve sözlü dil arasında belirgin farklılıklar bulunur. Her an işlenmeye ve gelişmeye açık olan, vurgu ve tonlama yoluyla farklı ifade imkanları sunan sözlü iletişimin hemen yanında, kayıt altına alınarak durağanlaştırılmış, satıhlara aktarılarak üretildiği anın malı olmuş yazılı iletişim bulunur. Bunlarla birlikte, içinde bulunulan duruma ve makama uygun olarak farklı tonlar kazanan, her bir mesleğin ya da özel grubun kendi özelliklerini yansıtan ifade tarzları yer alır. Elinizdeki çalışmada Türk dilinin yazılı ve sözlü imkanları, bunlara dair müstesna örneklerle izah edilmiş ve okuyucuya dil hassasiyeti kazandırılma yoluna gidilmiştir.
Kitapta okuyucunun ezbere ve teferruata boğulmadan Türk dilinin birçok özelliği ile tanışması hedeflenmiş, bu dilin yazılı ve sözlü olarak etkili biçimde kullanılması için gerekli donanım verilmeye çalışılmıştır. Ele alınan konuya en uygun örnekler tespit edilerek okuyup haz duymak isteyen herkese bir kapı aralanmıştır. Bu sayede donuk ve sıkıcı değil, dinamik ve eğitici bir yol izlenmiştir.