Dört bir yanımızı saran gündelik meşguliyetlere gömülmüşken, “hiç” kelimesi birçoğumuza anlam ifade etmez belki. Ne de olsa bir durup soluklanmaya, bir durup düşünmeye vaktimiz bile yoktur.
Yaşam ustalığı konusundaki her çalışması sabırsızlıkla beklenen Murat Kaplan bu yeni kitabında bizi yavaşlamaya, durmaya, hiçliğin erdemleri üzerine kafa yormaya, evrensel ve yerel kaynaklarla bu erdemleri hayatımızın asli bir parçası kılmaya çağırıyor.
Bizleri her daim huzursuz ve kaygılı kılan şu dünyada, hiçbir şey yapıyor gibi görünmeden sahici bir şey yapmanın, bir başka deyişle farkındalığın kıymetine inananlar, çıktıkları yolda bu kitapta çok şey bulacaklar.
“Huzur diyorum, çünkü kendi hayatımızın inşasını baş¬kalarının ellerine bırakmıyor, yolumuzu kendimiz inşa et¬meye niyet ediyoruz. Niyet etmekle de kalmıyor, sürece da¬hil oluyor, bir sonraki adım olan ‘davranışlara’ geçiyoruz. Bundan daha huzur veren bir şey olabilir mi? Öyle ya, kendi yolumuzu, başkalarını karıştırmadan, istediğimiz gibi, ken¬dimiz inşa edeceğiz. Hepimizin isteği de bu değil midir?”
Dört bir yanımızı saran gündelik meşguliyetlere gömülmüşken, “hiç” kelimesi birçoğumuza anlam ifade etmez belki. Ne de olsa bir durup soluklanmaya, bir durup düşünmeye vaktimiz bile yoktur.
Yaşam ustalığı konusundaki her çalışması sabırsızlıkla beklenen Murat Kaplan bu yeni kitabında bizi yavaşlamaya, durmaya, hiçliğin erdemleri üzerine kafa yormaya, evrensel ve yerel kaynaklarla bu erdemleri hayatımızın asli bir parçası kılmaya çağırıyor.
Bizleri her daim huzursuz ve kaygılı kılan şu dünyada, hiçbir şey yapıyor gibi görünmeden sahici bir şey yapmanın, bir başka deyişle farkındalığın kıymetine inananlar, çıktıkları yolda bu kitapta çok şey bulacaklar.
“Huzur diyorum, çünkü kendi hayatımızın inşasını baş¬kalarının ellerine bırakmıyor, yolumuzu kendimiz inşa et¬meye niyet ediyoruz. Niyet etmekle de kalmıyor, sürece da¬hil oluyor, bir sonraki adım olan ‘davranışlara’ geçiyoruz. Bundan daha huzur veren bir şey olabilir mi? Öyle ya, kendi yolumuzu, başkalarını karıştırmadan, istediğimiz gibi, ken¬dimiz inşa edeceğiz. Hepimizin isteği de bu değil midir?”