Hikâye anlatıcısı, kim olursa olsun, hangi tekil ya da çoğul kişi olarak konuşursa konuşsun, metnin içinde veya dışında bulunursa bulunsun, alt ya da üst anlatıcı olsun, bir çamur parçası hâlinde uzatılarak kendisine ruh üflenen Âdem'in, onun eğe kemiğinden yaratılan Havva'nın, onların cennetteki sınavlarının ve insanoğlunun işte böyle başlayan o meşakkatli ve tatlı dünya maceralarının, bu macera süresince düşüşlerinin ve kalkışlarının, şeytanla melek arasında bir sarkaç hâlindeki gelip gidişlerinin, iç dünyalarında gizledikleri ve gizle-yemedikleri bütün erdemlerinin ve erdemsizliklerinin hiç bitmeyen hikâyesini, bize birbiriyle pek ilgisi yokmuş gibi de gelse, ince ince ilmeklerle ve içdikişlerle birbirine bağlayarak ve yine hiç bitmeyecek sonsuz bir hikâye olarak kurar ve anlatır.
Hikâye Anlatıcısı, hem anlatıcının konum ve bakışını hem okurun ona bakışını hem de belirlenen yeni bir anlayışla Türk hikâyeciliğinin örnek çalışmalarını ele alan seçkin bir eser.
Hikâye anlatıcısı, kim olursa olsun, hangi tekil ya da çoğul kişi olarak konuşursa konuşsun, metnin içinde veya dışında bulunursa bulunsun, alt ya da üst anlatıcı olsun, bir çamur parçası hâlinde uzatılarak kendisine ruh üflenen Âdem'in, onun eğe kemiğinden yaratılan Havva'nın, onların cennetteki sınavlarının ve insanoğlunun işte böyle başlayan o meşakkatli ve tatlı dünya maceralarının, bu macera süresince düşüşlerinin ve kalkışlarının, şeytanla melek arasında bir sarkaç hâlindeki gelip gidişlerinin, iç dünyalarında gizledikleri ve gizle-yemedikleri bütün erdemlerinin ve erdemsizliklerinin hiç bitmeyen hikâyesini, bize birbiriyle pek ilgisi yokmuş gibi de gelse, ince ince ilmeklerle ve içdikişlerle birbirine bağlayarak ve yine hiç bitmeyecek sonsuz bir hikâye olarak kurar ve anlatır.
Hikâye Anlatıcısı, hem anlatıcının konum ve bakışını hem okurun ona bakışını hem de belirlenen yeni bir anlayışla Türk hikâyeciliğinin örnek çalışmalarını ele alan seçkin bir eser.