İngiltere’de 1894-1911 yılları arasındaki on dört yıllık ikameti sırasında dokuz yıl Cambridge Üniversitesi’nde hocalık yapan Halil Hâlid Bey Hukuk mezunu bir Osmanlı münevveridir. Kaleme aldığı çok sayıda eser arasında en önemlisi olan bu kitabında, 110 yıl öncesinden şöyle sesleniyor:
“Hukuk Mektebi’ne girdiğim zaman, gençlerimizin çoğunluğunda olduğu gibi bende de Avrupa’ya ait her şeyi abartarak beğenme alışkanlığı vardı. Fakat İngiltere’de yaşadığım on dört yıl sonunda anladım ki Hristiyan Avrupa medeniyetinin üstünlüğü hakkındaki ilk kanaatlerim pek yanlışmış. Samimiyetle ümit ederim ki bu kitabım, Batı medeniyetini körü körüne büyütüp yücelten, Doğu’ya ait her hususta ise bir ümitsizlik duygusu ve aşağılama düşüncesi besleyen kimselere ibret vesilesi olur.”
İngiltere’de 1894-1911 yılları arasındaki on dört yıllık ikameti sırasında dokuz yıl Cambridge Üniversitesi’nde hocalık yapan Halil Hâlid Bey Hukuk mezunu bir Osmanlı münevveridir. Kaleme aldığı çok sayıda eser arasında en önemlisi olan bu kitabında, 110 yıl öncesinden şöyle sesleniyor:
“Hukuk Mektebi’ne girdiğim zaman, gençlerimizin çoğunluğunda olduğu gibi bende de Avrupa’ya ait her şeyi abartarak beğenme alışkanlığı vardı. Fakat İngiltere’de yaşadığım on dört yıl sonunda anladım ki Hristiyan Avrupa medeniyetinin üstünlüğü hakkındaki ilk kanaatlerim pek yanlışmış. Samimiyetle ümit ederim ki bu kitabım, Batı medeniyetini körü körüne büyütüp yücelten, Doğu’ya ait her hususta ise bir ümitsizlik duygusu ve aşağılama düşüncesi besleyen kimselere ibret vesilesi olur.”