Günümüzde “ah, ah! Nerede o eski bayramlar” diye terennüm edilen
sözlerin ana kaynağı, eskiye duyulan özlemler ve onu yâd etme
istencinden başka bir şey değildi. Şairin dediği gibi, “o çocuk yüzlü
bayramlar şimdi neredeler?” Özlemle anılan bu bayram anılarımız;
daha Arife gecesi, çocukluğumuzda başucumuza koyup uykuya daldığımız ve bayram sabahının erken vaktinde yanı başımızda gıcır gıcır ayakkabılarımız ve diğer giyeceğimiz yep yeni kıyafetlerimizle uyanmalarımız, “büyüklerin ellerinden küçüklerin gözlerinden hasretle öperek” sevdiklerimize gönderdiğimiz ve bize gönderilmiş bayram kartpostalları, bayram salıncakları, balonları, mantar tabancaları, çat patları, pamuk şeker ve macun satıcıları, bayram ziyaretleriyle kapı
kapı dolaşıp el öptükten sonra hak ettiğimiz kâğıt şekerleri, mendilleri ve bayram harçlıklarımız, yardımlaşmalarımız, tüm eş, dost ve akrabaların toplanıp hoş sohbetler eşliğinde afiyetle yenilen çeşit çeşit bayram ikramı tatlılar, yemekler ve daha niceleri. Tüm bunlar hep
hasretle anılan bayram yaşanmışlıklarımızdı. Bu duyguları yaşı ilerlemiş insanımıza yaşatan, eski güzel günlerle dolu maziye duydukları çok şiddetli hasretten başka bir şey değil şüphesiz.
Eskiçağ Mezopotamya ve Anadolu insanlarının da kutladıkları onlarca bayram vardı. Bu bayram kutlamalarında esnasında onların çok eğlenmiş olduklarını okuyoruz metinlerden. Hitit politizminin bayram kutlamaları, başkent Hattuša ile birlikte taşradaki diğer önemli Hitit kentlerinde düzenli bir şekilde mevsimsel kutlamaların yapıldığı
onlarca devlet kutlamalarından ibaretti. Bu kitapta tüm bu bayram kutlamalarının çivi yazılı metinlerdeki tercümeleri okuyacaksınız.
Günümüzde “ah, ah! Nerede o eski bayramlar” diye terennüm edilen
sözlerin ana kaynağı, eskiye duyulan özlemler ve onu yâd etme
istencinden başka bir şey değildi. Şairin dediği gibi, “o çocuk yüzlü
bayramlar şimdi neredeler?” Özlemle anılan bu bayram anılarımız;
daha Arife gecesi, çocukluğumuzda başucumuza koyup uykuya daldığımız ve bayram sabahının erken vaktinde yanı başımızda gıcır gıcır ayakkabılarımız ve diğer giyeceğimiz yep yeni kıyafetlerimizle uyanmalarımız, “büyüklerin ellerinden küçüklerin gözlerinden hasretle öperek” sevdiklerimize gönderdiğimiz ve bize gönderilmiş bayram kartpostalları, bayram salıncakları, balonları, mantar tabancaları, çat patları, pamuk şeker ve macun satıcıları, bayram ziyaretleriyle kapı
kapı dolaşıp el öptükten sonra hak ettiğimiz kâğıt şekerleri, mendilleri ve bayram harçlıklarımız, yardımlaşmalarımız, tüm eş, dost ve akrabaların toplanıp hoş sohbetler eşliğinde afiyetle yenilen çeşit çeşit bayram ikramı tatlılar, yemekler ve daha niceleri. Tüm bunlar hep
hasretle anılan bayram yaşanmışlıklarımızdı. Bu duyguları yaşı ilerlemiş insanımıza yaşatan, eski güzel günlerle dolu maziye duydukları çok şiddetli hasretten başka bir şey değil şüphesiz.
Eskiçağ Mezopotamya ve Anadolu insanlarının da kutladıkları onlarca bayram vardı. Bu bayram kutlamalarında esnasında onların çok eğlenmiş olduklarını okuyoruz metinlerden. Hitit politizminin bayram kutlamaları, başkent Hattuša ile birlikte taşradaki diğer önemli Hitit kentlerinde düzenli bir şekilde mevsimsel kutlamaların yapıldığı
onlarca devlet kutlamalarından ibaretti. Bu kitapta tüm bu bayram kutlamalarının çivi yazılı metinlerdeki tercümeleri okuyacaksınız.