Schopenhauer, sanatların zirvesine, en yüksek sanat olduğunu söylediği müziği yerleştirmiştir. İnsanın aklından ziyade varlığının derinliklerini hareket geçirmeyi başaran müziğin tarih boyunca ilerleyişi büyüleyicidir. Müziğin tınıları ,dinleyen üzerinde gerçeklik duygusundan uzaklaşıp farklı bir boyuta geçme algısı yaratabilir. Bu nedenle üstün bir sanattır; üstün olduğu ölçüde vazgeçilmezdir. Her daim ve her platformda ihtiyaç duyulmuştur. İnsanın ilk varoluşunun ve insanların arasında tabakaların oluşmaya başladığı, devlet olgusunun kristalize olduğu hemen fark edilir. Üstelik toplumun en alt katmanlarından tutun da en üst noktaya kadar herkes için müzik yaşamın vazgeçilmezidir. Kimisi danslarıyla, adımlarıyla, kimisi komutlarıyla, kimisi haykırışlarıyla, kimisi de susuşuyla, dinleyişiyle eşlik eder müziğe…
Schopenhauer, sanatların zirvesine, en yüksek sanat olduğunu söylediği müziği yerleştirmiştir. İnsanın aklından ziyade varlığının derinliklerini hareket geçirmeyi başaran müziğin tarih boyunca ilerleyişi büyüleyicidir. Müziğin tınıları ,dinleyen üzerinde gerçeklik duygusundan uzaklaşıp farklı bir boyuta geçme algısı yaratabilir. Bu nedenle üstün bir sanattır; üstün olduğu ölçüde vazgeçilmezdir. Her daim ve her platformda ihtiyaç duyulmuştur. İnsanın ilk varoluşunun ve insanların arasında tabakaların oluşmaya başladığı, devlet olgusunun kristalize olduğu hemen fark edilir. Üstelik toplumun en alt katmanlarından tutun da en üst noktaya kadar herkes için müzik yaşamın vazgeçilmezidir. Kimisi danslarıyla, adımlarıyla, kimisi komutlarıyla, kimisi haykırışlarıyla, kimisi de susuşuyla, dinleyişiyle eşlik eder müziğe…