Paul Virilio, ressam, vitraycı, kent tasarımcısı... kitabının bir noktasında şunu söylüyor: "Bugün yeryüzünü kasıp kavuran ekonomik savaş, ilan edilen savaşın, gelecek olan hızlı ve kısa hücumun henüz yavaş ilerlemekte olan bir safhasından başka bir şey değildir; çünkü savaşın olmadığı durumda sınıfsal iktidar olarak askeri gücü pekiştiren de bizzat bu ekonomik savaştır." Virilio’ya göre, yaşadığımız toplumun bütün yapıları hareket yeteneğinin, hücumun, çarpışma ve caydırmanın, hızla ilerleme ve sızmanın egemenliği altındadır. Ortaçağ kalesi, toplar, zırhlı savaş araçları, proletaryanın hem kent içinde hem asker olarak hareketlendirilmesi, banliyöler, gecekondular, yollar ve trafik, derken atom bombası, sonra füzeler, nükleer başlıklar... Hep hızlı, daha hızlı, en hızlı... Askeri sınıf ve mühendisler tarafından örgütlenen hız toplumu, bütün bu edimleriyle askeri bir toplumdur; politika da, çeşitli hareket hızlarının totaliter biçimlerle denetlenmesinden başka bir şey değildir... Kendi kendisini yok etmeye doğru hızlanan bir hız... "Hız ve Politika" 1977 tarihli; henüz Berlin duvarı yıkılmamış, Körfez Savaşı ise hayli ileride. Ama geleceğe dair bir uyarı olduğu kadar, bir hatırlatmadır da bu kitap: "Tüm gençliğimi İkinci Dünya Savaşı sırasında çok güç koşullarda geçirdim. Kendimi bir savaş çocuğu olarak görüyorum. Radyonun uzaklarda olduğunu anons ettiği Alman birliklerini, birkaç saniye sonra penceremden görmek, beni hız, zaman ve mekan kavramları üzerine çok düşündürdü.. Savaş sırasında oturduğum Nantes şehri, birkaç saniye içinde yerle bir olurken, penceremden görünen yoğun kent dokusu yerini uzak tepelere bıraktı... Çocuk dünyamda, zaman içinde sürekliliği, istikrarı, "değişmezliği" simgeleyen koskoca şehir yok olunca, tüm mutlak doğruları sorgulamaya başladım; kitaplarım böyle çıktı ortaya..."
Paul Virilio, ressam, vitraycı, kent tasarımcısı... kitabının bir noktasında şunu söylüyor: "Bugün yeryüzünü kasıp kavuran ekonomik savaş, ilan edilen savaşın, gelecek olan hızlı ve kısa hücumun henüz yavaş ilerlemekte olan bir safhasından başka bir şey değildir; çünkü savaşın olmadığı durumda sınıfsal iktidar olarak askeri gücü pekiştiren de bizzat bu ekonomik savaştır." Virilio’ya göre, yaşadığımız toplumun bütün yapıları hareket yeteneğinin, hücumun, çarpışma ve caydırmanın, hızla ilerleme ve sızmanın egemenliği altındadır. Ortaçağ kalesi, toplar, zırhlı savaş araçları, proletaryanın hem kent içinde hem asker olarak hareketlendirilmesi, banliyöler, gecekondular, yollar ve trafik, derken atom bombası, sonra füzeler, nükleer başlıklar... Hep hızlı, daha hızlı, en hızlı... Askeri sınıf ve mühendisler tarafından örgütlenen hız toplumu, bütün bu edimleriyle askeri bir toplumdur; politika da, çeşitli hareket hızlarının totaliter biçimlerle denetlenmesinden başka bir şey değildir... Kendi kendisini yok etmeye doğru hızlanan bir hız... "Hız ve Politika" 1977 tarihli; henüz Berlin duvarı yıkılmamış, Körfez Savaşı ise hayli ileride. Ama geleceğe dair bir uyarı olduğu kadar, bir hatırlatmadır da bu kitap: "Tüm gençliğimi İkinci Dünya Savaşı sırasında çok güç koşullarda geçirdim. Kendimi bir savaş çocuğu olarak görüyorum. Radyonun uzaklarda olduğunu anons ettiği Alman birliklerini, birkaç saniye sonra penceremden görmek, beni hız, zaman ve mekan kavramları üzerine çok düşündürdü.. Savaş sırasında oturduğum Nantes şehri, birkaç saniye içinde yerle bir olurken, penceremden görünen yoğun kent dokusu yerini uzak tepelere bıraktı... Çocuk dünyamda, zaman içinde sürekliliği, istikrarı, "değişmezliği" simgeleyen koskoca şehir yok olunca, tüm mutlak doğruları sorgulamaya başladım; kitaplarım böyle çıktı ortaya..."