Karanlık hücrenin köşesindeki hoparlörden duyulan ses cızırtılı, sert ve merhametsiz… “Doğum günün kutlu olsun, Merete. Tam yüz yirmi altı gündür buradasın. Ve sana bir doğum günü hediyesi vermek istedik; ışığı bir yıl boyunca kapatmayacağız. Belki o zamana kadar kafandaki sorulara bir cevap bulabilirsin: Seni neden bir hayvan gibi kafese kapattık ve senden ne istiyoruz?”
Danimarka’nın gelecekteki başbakanı olarak görülen genç ve başarılı milletvekili Merete Lynggaard bindiği feribotun güvertesinde ardında tek bir iz bile bırakmadan ortadan kaybolur. Basın cinayetten intihara, trajik bir kazadan kaçırılmaya, hatta genç kadının yorucu hayatından kurtulmak için bilerek izini kaybettirdiğine varıncaya dek çeşitli sansasyonel başlıklar atar. Polisin yaptığı araştırmalar bir sonuç vermez ve dosya kapatılır. Ancak Merete ölmemiş, kaçırılıp bir hücreye hapsedilmiştir. Ona bu işkenceyi yapanların özellikle bu genç kadını seçmiş olmasının bir sebebi var mıdır? Bu insanlar kimdir ve bu kadını neden yıllarca bir hücrede çürümeye mahkûm etmişlerdir?
Beş yıl sonra, çözülemediği için rafa kaldırılan önemli davaları tekrar soruşturmak üzere Q Departmanı adında yeni bir birim kurulur ve başına da bildiğinden şaşmayan, inatçı dedektif Carl Mørck getirilir. Dosyaları inceleyen Carl, sonunda ilk iş olarak Merete Lynggaard’ın ortadan kaybolmasını araştırmaya karar verir...
Hücre, Carl Mørck ile Suriyeli yardımcısı Esad’ın maceralarının anlatıldığı Q Departmanı serisinin ilk kitabıdır.
“Bu kitabı elinize almadan önce iyi düşünün, çünkü yapmanız gereken işleri bir süre ertelemek zorunda kalacaksınız.”
The Oregonian
“Beklentilerinizin üzerine çıkacak kadar iyi ve etkileyici bir gerilim. Son sayfayı çevirene kadar nefes alamayacaksınız.”
politikendk
“Bu karanlık romanı okuyanlar tek bir kitapla asla yetinmeyecek. Serinin diğer kitaplarını sabırsızlıkla bekleyecekler.”
The Independent
“Stieg Larsson hayranları bu kitaba bayılacak.” Publishers Weekly
“İskandinav polisiyesinin yeni yıldızı Jussi Adler-Olsen, ruhunun çektiği azaptan bile daha güçlü bir inadı olan bir dedektif yaratmış.” Library Journal
Karanlık hücrenin köşesindeki hoparlörden duyulan ses cızırtılı, sert ve merhametsiz… “Doğum günün kutlu olsun, Merete. Tam yüz yirmi altı gündür buradasın. Ve sana bir doğum günü hediyesi vermek istedik; ışığı bir yıl boyunca kapatmayacağız. Belki o zamana kadar kafandaki sorulara bir cevap bulabilirsin: Seni neden bir hayvan gibi kafese kapattık ve senden ne istiyoruz?”
Danimarka’nın gelecekteki başbakanı olarak görülen genç ve başarılı milletvekili Merete Lynggaard bindiği feribotun güvertesinde ardında tek bir iz bile bırakmadan ortadan kaybolur. Basın cinayetten intihara, trajik bir kazadan kaçırılmaya, hatta genç kadının yorucu hayatından kurtulmak için bilerek izini kaybettirdiğine varıncaya dek çeşitli sansasyonel başlıklar atar. Polisin yaptığı araştırmalar bir sonuç vermez ve dosya kapatılır. Ancak Merete ölmemiş, kaçırılıp bir hücreye hapsedilmiştir. Ona bu işkenceyi yapanların özellikle bu genç kadını seçmiş olmasının bir sebebi var mıdır? Bu insanlar kimdir ve bu kadını neden yıllarca bir hücrede çürümeye mahkûm etmişlerdir?
Beş yıl sonra, çözülemediği için rafa kaldırılan önemli davaları tekrar soruşturmak üzere Q Departmanı adında yeni bir birim kurulur ve başına da bildiğinden şaşmayan, inatçı dedektif Carl Mørck getirilir. Dosyaları inceleyen Carl, sonunda ilk iş olarak Merete Lynggaard’ın ortadan kaybolmasını araştırmaya karar verir...
Hücre, Carl Mørck ile Suriyeli yardımcısı Esad’ın maceralarının anlatıldığı Q Departmanı serisinin ilk kitabıdır.
“Bu kitabı elinize almadan önce iyi düşünün, çünkü yapmanız gereken işleri bir süre ertelemek zorunda kalacaksınız.”
The Oregonian
“Beklentilerinizin üzerine çıkacak kadar iyi ve etkileyici bir gerilim. Son sayfayı çevirene kadar nefes alamayacaksınız.”
politikendk
“Bu karanlık romanı okuyanlar tek bir kitapla asla yetinmeyecek. Serinin diğer kitaplarını sabırsızlıkla bekleyecekler.”
The Independent
“Stieg Larsson hayranları bu kitaba bayılacak.” Publishers Weekly
“İskandinav polisiyesinin yeni yıldızı Jussi Adler-Olsen, ruhunun çektiği azaptan bile daha güçlü bir inadı olan bir dedektif yaratmış.” Library Journal