Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun temelinde, belli şartları taşıyan sanığı mahkûmiyet hükmünün olumsuz etkilerinden koruma amacı bulunmaktadır. Bu bakımdan kurum, sanık açısından bir şans olarak görülmüştür. Bununla birlikte, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının cezanın bireyselleştirilmesi aracı olması ve denetim süresinin iyi halli olarak geçirilmemesi halinde hükmün açıklanacağı tehdidiyle cezanın caydırıcılık ve önleyicilik amacına hizmet etmesi, kurumu vazgeçilmez kılmıştır. Aynı zamanda müessesenin sanığa, mahkûmiyet hükmünün olumsuz etkilerinden kurtulma şansı tanıması ve mağdurun veya kamunun suç nedeniyle uğramış olduğu zararın giderilmesini sağlaması, kurumun sıklıkla uygulanmasına etki eden önemli faktörlerdendir. Ancak kurumun amacına uygun ve layıkıyla uygulanması hayati önem arz etmektedir. Zira aksi durum, sanıkta işlediği suçun cezasız kalacağı algısını uyandırabilecektir.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun mahkemelerce yaygın bir şekilde uygulanması, doktrinde ve Yargıtay içtihatlarında kurumun uygulaması ve sonuçlarına ilişkin ciddi tartışmaların bulunması ve kurumun ortaya çıkan ihtiyaçlara cevap verip vermediğinin tespiti konunun tarafımızca seçilmesinde etken olmuştur. Çalışmamızın amacı, kurumun getiriliş gayesine uygun sonuç doğurup doğurmadığını tespit etmek ve uygulamada yaşanan tereddüt ve sorunlara cevap aramaktır. Bu kapsamda doktrindeki eser ve görüşlerden faydalanılmış, bu konuda Yargıtay’ın son dönem kararları da dâhil olmak üzere birçok önemli içtihada yer verilmiştir.
Çalışmamızda kurumun mukayeseli hukukta ortaya çıkışına ve düzenleniş şekline fikir oluşturması amacıyla sınırlı olarak yer verilmiş, konu ile ilgili ülkemizdeki yasal düzenlemeler ile doktrindeki görüşler etraflıca işlenmiş ve Yargıtay kararları ışığında kurumun ne şekilde uygulandığı açıklanmıştır. Kurum açıklanırken yasal düzenlemeler, doktrindeki görüşler ve uygulamadaki kararlar birlikte tahlil edilerek bir sonuca varılmaya çalışılmış, örnekleme ve karşılaştırma yöntemlerine başvurulmuştur. Ayrıca mevzuat değişiklikleri ve bu değişikliklerin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına etkileri çalışmamıza eklenmiştir. Bununla birlikte, doktrindeki tartışmaların yargı kararlarına nasıl yansıdığı ve uygulamanın hangi doğrultuda şekillendiğini ortaya koymak adına Yargıtay’ın son dönem içtihatları dâhil birçok karara yer verilmiş ve bu kararlarla ilgili değerlendirmeler yapılmıştır.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun temelinde, belli şartları taşıyan sanığı mahkûmiyet hükmünün olumsuz etkilerinden koruma amacı bulunmaktadır. Bu bakımdan kurum, sanık açısından bir şans olarak görülmüştür. Bununla birlikte, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının cezanın bireyselleştirilmesi aracı olması ve denetim süresinin iyi halli olarak geçirilmemesi halinde hükmün açıklanacağı tehdidiyle cezanın caydırıcılık ve önleyicilik amacına hizmet etmesi, kurumu vazgeçilmez kılmıştır. Aynı zamanda müessesenin sanığa, mahkûmiyet hükmünün olumsuz etkilerinden kurtulma şansı tanıması ve mağdurun veya kamunun suç nedeniyle uğramış olduğu zararın giderilmesini sağlaması, kurumun sıklıkla uygulanmasına etki eden önemli faktörlerdendir. Ancak kurumun amacına uygun ve layıkıyla uygulanması hayati önem arz etmektedir. Zira aksi durum, sanıkta işlediği suçun cezasız kalacağı algısını uyandırabilecektir.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun mahkemelerce yaygın bir şekilde uygulanması, doktrinde ve Yargıtay içtihatlarında kurumun uygulaması ve sonuçlarına ilişkin ciddi tartışmaların bulunması ve kurumun ortaya çıkan ihtiyaçlara cevap verip vermediğinin tespiti konunun tarafımızca seçilmesinde etken olmuştur. Çalışmamızın amacı, kurumun getiriliş gayesine uygun sonuç doğurup doğurmadığını tespit etmek ve uygulamada yaşanan tereddüt ve sorunlara cevap aramaktır. Bu kapsamda doktrindeki eser ve görüşlerden faydalanılmış, bu konuda Yargıtay’ın son dönem kararları da dâhil olmak üzere birçok önemli içtihada yer verilmiştir.
Çalışmamızda kurumun mukayeseli hukukta ortaya çıkışına ve düzenleniş şekline fikir oluşturması amacıyla sınırlı olarak yer verilmiş, konu ile ilgili ülkemizdeki yasal düzenlemeler ile doktrindeki görüşler etraflıca işlenmiş ve Yargıtay kararları ışığında kurumun ne şekilde uygulandığı açıklanmıştır. Kurum açıklanırken yasal düzenlemeler, doktrindeki görüşler ve uygulamadaki kararlar birlikte tahlil edilerek bir sonuca varılmaya çalışılmış, örnekleme ve karşılaştırma yöntemlerine başvurulmuştur. Ayrıca mevzuat değişiklikleri ve bu değişikliklerin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına etkileri çalışmamıza eklenmiştir. Bununla birlikte, doktrindeki tartışmaların yargı kararlarına nasıl yansıdığı ve uygulamanın hangi doğrultuda şekillendiğini ortaya koymak adına Yargıtay’ın son dönem içtihatları dâhil birçok karara yer verilmiş ve bu kararlarla ilgili değerlendirmeler yapılmıştır.