Hukuku bilimin nesnesi haline nasıl getirebiliriz? Donald Black (1976) "Hukukun Davranışı Teorisi" (The Behavior of Law) ile hukukun bilimsel araştırmanın nesnesi haline getirilmesi hususunda kendisinden önceki toplum bilimsel çalışmaların kabullerini elinin tersiyle iterek, başlangıcını bu radikal nokta olarak belirler. Toplumsal yaşamdaki gözlemlenebilir, ölçülebilir ve böylelikle öngörülüp, açıklanabilir bütün unsurlara özgülenen "davranış" kavramı, hukuku bağımlı bir değişken haline getirirken onun miktarı üzerinden niceliksel bir veri olarak incelenebilmesini sağlar. Söz konusu eser ve sonrasındaki çalışmalarında Black, hukuki gerçekliğin değişken yönü olarak tanımladığı davranışın anlaşılmasında hukuki aksiyonların tümünün saf sosyolojik yöntem vasıtasıyla incelenmesinin gereğini ve olanağını ortaya koyar. Hukukun yalnızca toplumsal fenomenlerle etkileşime girdiğinde hukuk sosyolojisi için görünür olabildiği kabulü, hukuku bilimsel olarak incelemenin bu etkileşimin anlaşılması ile mümkün olabileceği vurgusunu beraberinde getirir ki bu vurgu Black'in alametifarikasıdır. Dolayısıyla hukuk sosyolojisi alanında bilimsel bir çalışmanın yürütülmesi amacı, kuramda ve uygulamada Black sosyolojisinin anlaşılması gereğini ortaya çıkarır. Elinizdeki çalışma bu gerekliliğe katkı sağlarken teorisyenin bizatihi kendisiyle irtibat halinde hazırlanmış olmak gibi bir avantaja sahiptir.
Hukuku bilimin nesnesi haline nasıl getirebiliriz? Donald Black (1976) "Hukukun Davranışı Teorisi" (The Behavior of Law) ile hukukun bilimsel araştırmanın nesnesi haline getirilmesi hususunda kendisinden önceki toplum bilimsel çalışmaların kabullerini elinin tersiyle iterek, başlangıcını bu radikal nokta olarak belirler. Toplumsal yaşamdaki gözlemlenebilir, ölçülebilir ve böylelikle öngörülüp, açıklanabilir bütün unsurlara özgülenen "davranış" kavramı, hukuku bağımlı bir değişken haline getirirken onun miktarı üzerinden niceliksel bir veri olarak incelenebilmesini sağlar. Söz konusu eser ve sonrasındaki çalışmalarında Black, hukuki gerçekliğin değişken yönü olarak tanımladığı davranışın anlaşılmasında hukuki aksiyonların tümünün saf sosyolojik yöntem vasıtasıyla incelenmesinin gereğini ve olanağını ortaya koyar. Hukukun yalnızca toplumsal fenomenlerle etkileşime girdiğinde hukuk sosyolojisi için görünür olabildiği kabulü, hukuku bilimsel olarak incelemenin bu etkileşimin anlaşılması ile mümkün olabileceği vurgusunu beraberinde getirir ki bu vurgu Black'in alametifarikasıdır. Dolayısıyla hukuk sosyolojisi alanında bilimsel bir çalışmanın yürütülmesi amacı, kuramda ve uygulamada Black sosyolojisinin anlaşılması gereğini ortaya çıkarır. Elinizdeki çalışma bu gerekliliğe katkı sağlarken teorisyenin bizatihi kendisiyle irtibat halinde hazırlanmış olmak gibi bir avantaja sahiptir.