Hukuk Sosyolojisinin Temel İlkeleri

Stok Kodu:
9786059460927
Boyut:
14x22
Sayfa Sayısı:
504
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2019-09
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%30 indirimli
710,00TL
497,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 60,74TL
KARGO BEDAVA
Temin süresi 1-3 gündür.
9786059460927
912759
Hukuk Sosyolojisinin Temel İlkeleri
Hukuk Sosyolojisinin Temel İlkeleri
497.00

“Araştırmacının dikkatini devletle, mahkemelerle, kanunlarla ve muhakeme usulüyle sınırlayan bu hukuk düşüncesi hukuk bilimini bugüne kadar en beter şekilde maruz kaldığı fakirliğe mahkûm etmiştir. Bir sonraki adım bu zincirlerden kurtulmayı ve hukuk normunun yalnızca devletle olan bağlantısı içerisinde değil aynı zamanda sosyal ilişkisi içerisinde incelenmesini gerektirmektedir.”

“Aileyi tasvir etmeden aile hukukunu öğretmek; hayatta eşya üzerinde ne tür hakların görüldüğünü belirtmeden eşya hukukunu açıklamak; kurulmakta olan sözleşmelerin içeriğini açıklamadan sözleşme hukukunu açıklamak imkânsızdır.”

“Bir dönemin ya da bir halkın hukukunu kanunun bölümlerine hapsetmeye çalışmak bir akarsuyu bir gölette hapsetmek kadar akıl dışıdır. Gölete konulan su artık canlı bir akarsu değil, durgun bir havuzdur ve havuzun içine az su konulabilir.”

“Yaşayan hukuk, hukuki önermeler içerisinde vazedilmiş olmasa da hayata hükmeden hukuktur. Bu hukuk hakkındaki bilgimizin kaynağı, birinci olarak, modern hukuki belgelerdir; ikinci olarak, hayatın, ticaretin, âdet ve teamüllerin ve yalnızca hukukun tanıdığı değil, aynı zamanda görmezden geldiği ve göz yumduğu hatta onaylamadığı bütün birliklerin doğrudan gözlemlenmesidir.”

“Hukuk sosyolojisi yaşayan hukukun ortaya çıkarılmasıyla başlamalıdır. Dikkatini öncelikli olarak soyut olana değil, somut olana yönlendirecektir.”

Avusturyalı hukukçu Eugen Ehrlich (1862-1922), Kıta Avrupası için hukuk sosyolojisi disiplininin birkaç kurucusundandır. Normlar hiyerarşisine bağlı bir hukuk tarifinin gerçeklikle örtüşmediğini fark eden Ehrlich, hukuk kurallarını muhataplarına ve kaynaklarına göre sınıflandıran bir yaklaşım ortaya koyarak, bize “yaşayan hukuk” diye bilinen kavramı hediye eder.

“Araştırmacının dikkatini devletle, mahkemelerle, kanunlarla ve muhakeme usulüyle sınırlayan bu hukuk düşüncesi hukuk bilimini bugüne kadar en beter şekilde maruz kaldığı fakirliğe mahkûm etmiştir. Bir sonraki adım bu zincirlerden kurtulmayı ve hukuk normunun yalnızca devletle olan bağlantısı içerisinde değil aynı zamanda sosyal ilişkisi içerisinde incelenmesini gerektirmektedir.”

“Aileyi tasvir etmeden aile hukukunu öğretmek; hayatta eşya üzerinde ne tür hakların görüldüğünü belirtmeden eşya hukukunu açıklamak; kurulmakta olan sözleşmelerin içeriğini açıklamadan sözleşme hukukunu açıklamak imkânsızdır.”

“Bir dönemin ya da bir halkın hukukunu kanunun bölümlerine hapsetmeye çalışmak bir akarsuyu bir gölette hapsetmek kadar akıl dışıdır. Gölete konulan su artık canlı bir akarsu değil, durgun bir havuzdur ve havuzun içine az su konulabilir.”

“Yaşayan hukuk, hukuki önermeler içerisinde vazedilmiş olmasa da hayata hükmeden hukuktur. Bu hukuk hakkındaki bilgimizin kaynağı, birinci olarak, modern hukuki belgelerdir; ikinci olarak, hayatın, ticaretin, âdet ve teamüllerin ve yalnızca hukukun tanıdığı değil, aynı zamanda görmezden geldiği ve göz yumduğu hatta onaylamadığı bütün birliklerin doğrudan gözlemlenmesidir.”

“Hukuk sosyolojisi yaşayan hukukun ortaya çıkarılmasıyla başlamalıdır. Dikkatini öncelikli olarak soyut olana değil, somut olana yönlendirecektir.”

Avusturyalı hukukçu Eugen Ehrlich (1862-1922), Kıta Avrupası için hukuk sosyolojisi disiplininin birkaç kurucusundandır. Normlar hiyerarşisine bağlı bir hukuk tarifinin gerçeklikle örtüşmediğini fark eden Ehrlich, hukuk kurallarını muhataplarına ve kaynaklarına göre sınıflandıran bir yaklaşım ortaya koyarak, bize “yaşayan hukuk” diye bilinen kavramı hediye eder.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat