17 Nisan 1948?de ilk sayısı çıkan HÜRBİLEK Gazetesi, sloganında belirtildiği üzere işçinin, esnafın ve küçük sanatkarın gazetesi olarak yayın hayatına girmiştir. Gazetenin ilk sayısında yer alan Niçin Çıkıyoruz yazısında şunlar yazıyor:
Fabrika sanayinin inkişafı ile beraber, memleketimizde bir çok içtimai meseleler belirmeye başladı. Eskiden beri var olan meselelere yenileri de eklenince, Garb memleketlerinde daha geçen asırda güdilmeye başlanan ve (içtimai siyaset) denilen yeni bir mevzu ile karşılaşmış olduk. Hakikaten, modern fabrika sanayi olan her memleketin bir ?içtimai siyaset' takip etmesi şarttır. İçtimai siyaseti mükemmel olan memleketlerin istihsali bol ve halkı müreffehtir.
Memleketimizde bir çok sanayi merkezleri teessüs etmiş ve bunun tabii bir neticesi olarakta bir işçi sınıfı doğmuştur. Sanayin büyük kısmı devletin elinde olmakla beraber, işçi sınıfının yanı başında, bir de kapitalist zümre yaşamaktadır. Müteşebbis; ister Devlet, ister hususi şahıslar olsun, bu sınıfla, işçi sınıfı arasındaki münasebetlerin tanzimi gibi büyük bir mesele bu suretle ortaya çıkmış bulunuyor.
Diğer taraftan, işçiden pek az farkı olan küçük sanayi erbabı için de bir çok endişeler belirmiştir. Sermayesinden ziyade bedeni mesaisi ile çalışan ve ancak maişetini temin edecek kadar az kazanan esnaf dahi içtimai siyasetin şümulü içine girer.
İşçi, esnaf ve küçük sanatkar, bu az kazançlı vatandaşlar, hayat standardının altında günlük endişelerle yaşarlarken, yarını da düşünmek mecburiyetindedirler. Piyasa krizleri, hastalık, iş görmezlik halleri gibi bir çok tehlikelere karşı emniyette değildirler.
İçtimai siyasetin gayesi kısaca, emeğin korunması ve sosyal adaletin tesisidir.
(Hürbilek) işte bu gayenin tahakkuku için emeğin yanıbaşında yer almıştır ve bu gaye için yaşayacaktır...
17 Nisan 1948?de ilk sayısı çıkan HÜRBİLEK Gazetesi, sloganında belirtildiği üzere işçinin, esnafın ve küçük sanatkarın gazetesi olarak yayın hayatına girmiştir. Gazetenin ilk sayısında yer alan Niçin Çıkıyoruz yazısında şunlar yazıyor:
Fabrika sanayinin inkişafı ile beraber, memleketimizde bir çok içtimai meseleler belirmeye başladı. Eskiden beri var olan meselelere yenileri de eklenince, Garb memleketlerinde daha geçen asırda güdilmeye başlanan ve (içtimai siyaset) denilen yeni bir mevzu ile karşılaşmış olduk. Hakikaten, modern fabrika sanayi olan her memleketin bir ?içtimai siyaset' takip etmesi şarttır. İçtimai siyaseti mükemmel olan memleketlerin istihsali bol ve halkı müreffehtir.
Memleketimizde bir çok sanayi merkezleri teessüs etmiş ve bunun tabii bir neticesi olarakta bir işçi sınıfı doğmuştur. Sanayin büyük kısmı devletin elinde olmakla beraber, işçi sınıfının yanı başında, bir de kapitalist zümre yaşamaktadır. Müteşebbis; ister Devlet, ister hususi şahıslar olsun, bu sınıfla, işçi sınıfı arasındaki münasebetlerin tanzimi gibi büyük bir mesele bu suretle ortaya çıkmış bulunuyor.
Diğer taraftan, işçiden pek az farkı olan küçük sanayi erbabı için de bir çok endişeler belirmiştir. Sermayesinden ziyade bedeni mesaisi ile çalışan ve ancak maişetini temin edecek kadar az kazanan esnaf dahi içtimai siyasetin şümulü içine girer.
İşçi, esnaf ve küçük sanatkar, bu az kazançlı vatandaşlar, hayat standardının altında günlük endişelerle yaşarlarken, yarını da düşünmek mecburiyetindedirler. Piyasa krizleri, hastalık, iş görmezlik halleri gibi bir çok tehlikelere karşı emniyette değildirler.
İçtimai siyasetin gayesi kısaca, emeğin korunması ve sosyal adaletin tesisidir.
(Hürbilek) işte bu gayenin tahakkuku için emeğin yanıbaşında yer almıştır ve bu gaye için yaşayacaktır...